1

328 17 13
                                    

"Duydun mu geçen gün yakalanan mafya çetesi hapishaneden kaçmış."

Sunyeon'un yönelttiği soruyla ona döndüm.

"Hayır haberim yok. Mafya çetesi mi yakalanmış?"
"Öyle haberlere çıkmıştı. Kadın sunum yaparken bir an için abin geldi aklıma."

Hafif ukalaca bir gülüş attım. Benim abim ve yakalanmak... Biraz imkansız.

"O biraz imkansız canım. Adam karda yürüyor iz bırakmıyor."
"Sen de doğru diyorsun. Neyse onu bunu boşver de şu korumaları def et başından. Azcık eğlenelim ya."
"Gerçekten hiç halim yok. Proje teslimi de var zaten. Eve giderim. Sonra eğleniriz."
"Aman babaanne gibisin Minseo. Git eve."

Yürürken durup yanaklarını mıncırdım.

"Ay sen bana mı kızdın? Yerim seni yerim. Bak başka akşam sözüm olsun. Ciddi anlamda çok yorgunum."
"Tamam tamam affettim. Çek ellerini. Hadi git dinlen. Dikkatli ol."

Sunyeon'a öpücük atıp ondan uzaklaştım ve arabama bindim. Aynayı düzeltip arkamdaki siyah arabaya binen abimin görevlendirdiği korumaları kontrol ettikten sonra arabayı çalıştırdım.

Abim Jongsuk mafya çetesinin başıydı. Çok küçükten girmişti bu işe. Babam ne kadar uzak tutmaya çalıştıysa da abim dedem ve amcamın yanında takıla takıla işin içine girmişti. Babam onu çekip çıkarmaya çalıştıysa da bir kere o dünyada yeteneği keşfedilmişti. Onlar abimi bıraksa abim onları bırakmazdı. Bırakmadı da zaten.

Yıllar geçtikten sonra biz abimle tek kaldık. Abim iyice işlerin içine girdi. Kendi dünyalarının merkezine oturdu. Abimi ne kadar sevsem de bırakmak istemesem de yanında yapamadım. Kendim ayrı eve çıktım. Abim tabii ki öylece bırakmadı. Kapımın önüne bir sürü koruma dikti. Başlarda çok rahatsız oluyordum ama artık alışmıştım.

Evimin önüne geldiğimizde arabayı park edip indim. Etrafta her zamankinden daha az koruma vardı. Yanıma gelen abimin en güvendiği adamı olan Minjoon'a aklımdaki soruyu yönelttim.

"Herkes nerde?"
"Bugün abinizin işi varmış efendim. Birkaç adamı topladı giderken."
"Hımm anladım. Ben eve geçip uyurum gece kalkar çalışırım. Evdeyim yani. Keyfinize bakın."

Minjoon saygıyla eğildikten sonra eve girdim. saat zaten 6 olmuştu. Kendime yemek için aperatif bir şeyler hazırladım. Salona geçip yiyecekleri masaya koyduktan sonra bayadır televizyon izlemediğimi fark edip kumandayı elime aldım. Kanalları gezerken haber saati olduğu için haberden başka bir şey olmadığını fark edip herhangi bir kanalda durdum.

Yemeğimin sonlarına gelmişken çıkan haber dikkatimi çekti. Bugün Sunyeon'un bahsettiği konuyla alakalıydı. Sesini biraz daha artırıp dikkatimi verdim.

"Dün geçtiğimiz son dakika haberinde belirttiğimiz kaçak çete üyeleri tüm ülke tarafından hala aranıyor. Ekranda fotoğraflarını gördüğünüz herhangi bir üye ile karşılaşırsanız hemen polise haber vermenizi rica ediyoruz."

Fotoğrafları dikkatle inceledim. Daha önce görmemiştim. Abim yüksek olasılıkla tanıyordur ama ben işlerin içine girmediğim için ne ben onları ne de onlar beni tanımıyordu.

Sıradaki habere geçerken ben de yemeğimi bitirmiştim. Tam toparlamış kaldırıyordum ki telefonuma mesaj geldi. Elimdeki boşları mutfağa kaldırdıktan sonra içeri geçip telefonumu elime aldım ve gelen mesaja baktım.

Gönderen: Bilinmeyen Numara
Seni almaya geliyorum güzelim :)

Kimdi ki bu? Abim bana gizliden mesaj atmazdı. Yine de abimin numarasını bulduktan sonra arama tuşuna tıklayıp kulağıma koydum.

Bir çaldı, iki çaldı, üç çaldı... Ama sonunda açılmayıp telesekretere bağlandı. Oflayıp telefonu kapatıp kenara koydum. Abime haber vermem lazımdı. Şansımı bir kez daha denedim. Ama sonuç yine hüsran.

Sıkıntıyla yüzümü avuçladıktan sonra yerimden kalktım. En azından Minjoon'a haber verebilirdim.

Kapıya ilerleyip açtım ve gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Herkes yerdeydi. Bahçemde de 7 tane adam vardı. Ben kapıyı açar açmaz ortadakiyle göz göze geldik. Beni fark ettiklerinde bana doğru ilerlemeye başladılar. Sertçe yutkunup bir adım geri çekildim. Hepsi hızla buraya geliyordu. Kapıyı sertçe kapatıp kilitledim. Kapının önünden sesleri geliyordu. Aldırmayıp hızla koltukta kalan telefonuma koştum. Telefonu alıp tam merdivenlere gelmiştim ki salondaki boydan cam kurşun darbesiyle yerle bir oldu. Çığlık atıp kulaklarımı kapattım. Korkuyla arkamı döndüğümde göz göze geldiğim çocuk içeriye giriyordu. Koşarak merdivenleri çıkarken bir yandan da abimi arıyordum. Arkamdaki adım sesleriyle daha da hızlandım.

"Minseo kaçma benden! Buraya gel! Uğraştırma beni."

Onun seslenmesini hiç umursamadan üst kata adımımı basar basmaz odama girdim ve kapıyı kilitledim. Abim açmıyordu. Ondan başka arayabileceğim kimse yoktu.

"Minseo aç kapıyı bak zor kullandırtma bana. Hadi güzelim. Sana zarar vermeye gelmedim."
"Git burdan. Tanımıyorum seni. Çık git evimden!!"

Kısa sessizliğin ardından kapıya atılan tekmeyle çığlık atıp bir adım geriledim.

"Aç şu kapıyı Minseo!"
"Git burdan! Nolursun git. Bak ne istiyorsun bilmiyorum ama benim bu işlerle alakam yok. Lütfen ÇIK GİT EVİMDEN!!"

Kapıya bir tekme daha indirdikten sonra kapının kilidi kırılıp düşerken kapı aralandı. Korkudan titremeye başlamıştım.

"İstediğim sensin Minseo. Hadi gel gidiyoruz."

Bana doğru adımlamaya başladığında ben de geri geri giderek cama geldim. O hala üzerime gelmeye devam ediyordu.

"Nolursun gelme. Gidin burdan yalvarırım."
"Ağlama."

O söyleyene kadar ağladığımın dahi farkında değildim. Burnumu çekip tamamen açık olan cama yanaştım.

"Atlarım. Dur orda. Yoksa yemin ederim atlarım. Gidin evimden nolur."
"Hayır atlamayacaksın. Çekil o camdan ve yanıma gel. Bak tamam istediğin gibi duruyorum. Elimi tut ve gidelim burdan. Hadi güzelim."

Bana uzattığı eline bakıp başımı olumsuzca iki yana salladım.

"Hayır. Siz burdan gidiyorsunuz ve ben hiçbir yere gitmiyorum. Çık evimden."
"Bak Minseo amacım sana zarar vermek asla değil. Sana zarar verecek son kişi bile olamam. Şimdi gel benimle sonra her şeyi açıklayacağım. Güven bana."
"NE GÜVENİNDEN BAHSEDİYORSUN? HER YERDE ARANIYORSUNUZ, HAPİS KAÇKINISINIZ VE SANA GÜVENMEMİ İSTİYORSUN. SON KEZ SÖYLÜYORUM ÇIK GİT EVİMDEN!"

Gözlerini kapatıp derin bir iç çektikten sonra gece karasına bürünmüş gözlerini üzerime dikti.
"Bak zor kullanmayayım diyorum, korkutmayayım diyorum sen beni zorluyorsun. Hadi güzelim gel."

Bana doğru adım atınca bir bacağımı camdan dışarı atar atmaz arkamdan dolanan kollar ben hızla geri çekti. Boş tekmelerimi havaya savurup tepinmeye başladım.

"BIRAK BENİ BIRAAAAK! İMDAAAAAT!"
"İyi uykular güzelim. Evde görüşürüz."
"HAYIIIIR İSTEMİ-yo-"

Ne kadar direnmeye çalışsam da ağzıma kapatılan bezle sözlerim havada asılı kaldı. Bilincim kapanmadan önce son hissettiğim alnıma kondurulan hafif öpücüktü.

Herkese selam arkadaşlar. Kahverengi Okyanus'u isteyen çok olmuştu. Eski bölümleri de toparlayıp hikayeyi düzenlemeye karar verdim. Mantık hataları falan çok vardı. Umarım aynı sevgi ve ilgiyi burdan da gösterirsiniz. Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

KAHVERENGİ OKYANUS | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin