19. Bölüm; Açığa Çıkan Birtakım Gerçekler Ve Filizlenen Aşk

1.6K 135 41
                                    

Bol keyifli okumalar dilerim<3

-

Hoseok elindeki gül kurusu gömleği yatağın bir köşesine usanmadan savurduğunda dolap kapaklarını açarak yeni bir tane eline aldı. O kadar kararsızdı ki. Tıpkı dün gece özel hayatıyla ilgili kararsızlığının onu tükettiğini fark ettiğinde Kim ikizlerinden tavsiye almaya karar vermiş ve o tavsiye doğrultusunda kalbinde sakladığı aşkını açıklamaya karar vermişti, yine öyle olmasını, birilerinin onu korkakça davranışlarından uzaklaştırıp cesaretlendirmesini istiyordu. Kesinlikle dün gece fazla dağıtmıştı. Kendi benliğinin aksine gece boyu içip kederinden ağlayan bir Hoseok'a dönüşmüştü. Onu böylesine değiştiren şey ise kalbini kıpır kıpır yapan, adını koyamadığı duyguydu. Hoşlantı kelimesi basit kaçardı fakat aşk olup olmadığından da emin değildi. Daha önce beraber olduğu kişilerde bu duyguyu hissetmemişti. Şimdi kendisini çepeçevre saran bu hisleri adlandırmakta zorluk çekiyordu.

Çok zor olmasa gerekti. Yalnızca iki sözcüktü.

Altı üstü 'Seni seviyorum...' diyecekti. 'Seni seviyorum Yugyeom.'

Ama karşısında bu kadar cesaretli olamıyordu.

Kendi kendine sırıttı hafifçe. Kampüste ders aralarında denk geldiklerinde o her şeyden habersiz kendine gülümsüyordu fakat Hoseok'un eli ayağına dolaşıyordu gülümsemesi karşısında.

"Sanırım bu olabilir." Diye mırıldandı kendi kendine. Buz mavisi, üzerinde beyaz çizgileri olan ince yazlık gömleği büyük bir beğeniyle aldı eline. Kendisinin bir öğretmen olması, sevdiği çocuğun da öğrenci olması zerre umrunda değildi. Bugün artık saklamaktan yıprandığı aşkını haykıracaktı yüzüne.

İşin sonunda reddedilmekten korkuyordu.

Korkusu vazgeçmesine yetmeyecekti.

Buz mavisi gömleğin altına da diz kısımları yırtık kot pantolonunu geçirdi. Ayaklarına da spor ayakkabılarını geçirdiğinde doğruldu eğildiği yerden ve saçlarına eliyle kısaca şekil verip gözleri hafif şiştiğinden dolayı güneş gözlüğünü taktı. Hazır sayılırdı. Bir eksiklik hisseder gibi olduğunda minik bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Daha sonra gülümsemesi genişledi düşünceleri karşısında. İçten içe kendi kendini gazlamaya çalışıyordu.

Önce yatak odasından sonrasında evden çıktığında telefonunu eline aldı. Arabasını almayacaktı. Bugün hafta sonu olduğundan dolayı Yugyeom'un olacağı mekânı biliyordu. Tesadüfen öğrenmişti. Öğle saatlerinde küçük ama sevimli bir kafede şarkı söylüyordu. Önceden müzik bölümünde olduğundan dolayı ses pratiğini bolca yapmış, böylece şarkı söylemeye de yatkınlaşmıştı. Bunu değerlendirmek adına ek gelir olması için hafta sonu şarkı söyler olmuştu. Okul yaz tatiline girdiği için Yugyeom hafta içi üç gün de kafede sahneye çıkıyordu fakat bundan Hoseok'un haberi yoktu.

Düşünceleriyle boğuşa boğuşa geldiği kafenin önünde durdu ve heyecanının dinmesini bekleyerek gözleriyle etrafı taradı. Kapısı tamamiyle camdı. Bu sayede içeriyi kolayca görebilmiş, kim var kim yok öğrenebilmişti.

Gözleri bir noktada takıldı. Yugyeom sahnede büyük ve uzun bir taburenin üzerinde oturmuş bir eli mikrofonda gözleri kapalı bir şekilde şarkı söylüyordu. Tek tük insanlar hayranlıkla sesini dinlerken, masaların birinde Yoongi ve Jimin de vardı. Tam güzelliğine dalmak isterken fark ettiği detayla irkildi.

Bunu beklemiyordu işte.

Yoongi ve Jimin'in yanında olmasını beklemiyordu.

Pekâlâ... Kafede ikisinin haricinde birçok kişinin olacağını biliyordu ama Yoongi ve Jimin diğer insanlardan çok farklıydı. Yugyeom'a hislerini açarken yanında olacaklar ve en ufak hatasında belki de gülmeye başlayacaklardı, bu yöndeydi düşünceleri. İnandırmıştı kendini yalnız olmaya, hazırlıksız yakalandığını hissediyordu. Yine de şükretti içinden Tanrıya. Jungkook da yanlarında olabilirdi.

Kim Twins // vtaeggukTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon