16. Bölüm; Tehlikeli Sularda Yüzüyorsun

3.1K 200 40
                                    

Keyifli okumalar<3

-Smut-

"Bizi unutma Jungkook," kıyafetlerimi doldurduğum valizin fermuarını çekeceğim sırada Yugyeom ani bir atakla üzerine oturmuştu. Bıkkınlıkla nefes aldım. Yoongi ve Jimin, arkamdaki ranzanın üst yatağında uzanmış, sanki ben Seul'den gitmiyormuşum gibi kendi hallerinde takılıyorlardı. Yugyeom ise benim gidişimi kaldıramamış olacak ki hazırlanmaya başladığımdan beri yapmadığını bırakmamıştı. "Sahiden lan," dedi gözlerini irileştirerek. "Bizi oralarda unutur musun?"

"Abartma Yugyeom." Dedim gözlerimi devirerek. "Alt tarafı tatil sonuna kadar annemin yanına gidiyorum. Gören de temelli gidiyorum sanır." Derken üşenmeden bir kez daha gözlerimi devirmiştim.

"Ama bir gün temelli gideceksin Busan'a. Okul sona erecek ve gideceksin." Sanki birkaç günlük ömrü kalmış gibi gözleri korkuyla doldu ve yüzüne sahte bir acı getirerek kalbini tuttu. "Dur lan! Ben buna hazır değilim."

"Busan'a gidişimi Kim ikizleri bile senin kadar sorun yapmadı Yugyeom."

Durdum. İki gün öncesini hızlı bir biçimde gözlerimin önüne getirdim. PDT'ye gideli iki gün olmuştu. Orada o kamera kayıtlarını izledikten sonra daha birçok şey öğrenmiştim ve öğrendiklerimden de Kim ikizlerinin aslında sandığım kadar masum bir hayatı olmadığını daha net anlayabilmiştim. Onların hayatı tıpkı bir peri masalı gibiydi. Geceleri başka, gündüzleri bambaşkaydı. Gündüzleri; kampüste sanat öğretmenliği yapar, ders aralarında ya öğrencilerle spor salonunda basketbol oynar ya da okulun kütüphanesinde kitaplara göz gezdirirlerdi ama geceleri ise aniden profesörlükten bar sahibi bir adama dönüşebiliyorlardı ki bu sadece bar sahibi olmakla kalmıyordu. Geçmiş hayatlarında V'nin bir zamanlar uyuşturucu aldığını, Taehyung'un ise onu o bataklıktan kurtarabilmek için ne kadar çabaladığını öğrenmiştim. Öğrendiklerime inanamamıştım. Kim V'nin, eski haliyle şimdiki halinin arasında dağlar kadar fark vardı, daha toparlanmış ve düzelmişti. Aynı anda doğmalarına rağmen Taehyung ona çok güzel abilik yapmıştı, yapmaya da devam ediyordu.

"Kook?"

"Efendim?" Diyerek Yugyeom'a döndürdüm başımı.

"Ne düşünüyorsun? Daldın.."

Valizi kapatırken kendime gelmek adına hızlıca başımı salladım. Ardından "Yok bir şey." Diye mırıldandım. Dizüstü bilgisayarımı, malzemelerimi ve kıyafetlerimi koyduğumdan dolayı valizi kapatırken epey zorlanmıştım. Gerçi kıyafetten daha çok kameramın aparatları ve diğer şeyler vardı. Dizimle üstüne kuvvet uygulayarak fermuarın kolayca kapanmasını sağladım ve derin bir nefes verdim doğrulduğum sırada. Kısacık bir an Yugyeom'la göz göze geldim. Suratına o her zamanki pis sırıtışını takınmış, bana bakıyordu.

"Kim Taehyung'u düşünüyordun değil mi?" Diye sordu çekingesizce. "Busan'a gitmen konusunda Kim V'den ziyade en çok sorun çıkaran o oldu, öyle değil mi?"

Aslında bir nevi doğruydu söylediği. O gece Kim ikizlerine Busan'a gideceğimi söylediğimde en çok sorun çıkaran kişi Taehyung olmuştu, gitmemem konusunda ısrar etmişti fakat annemi uzun süre görmemiştim. Onu o kadar özledim ki... Seul'e geldiğimden beri kalbimin bir yanı hep anneme olan özlemimle doluydu. Burada, ondan uzakta olmak çok zordu. İlk defa, üniversite okumak için geldiğim bu şehirde ondan bu kadar ayrı kalmıştım ve bu benim için o kadar zor bir durumdu ki... Anlatamıyordum.

Kim Twins // vtaeggukWhere stories live. Discover now