32. Bölüm

13 5 22
                                    

Batılıların yeni okullarındaki ilk gündü. İçlerinde garip hisler vardı. Sevinmeli mi yoksa üzülmeliler miydi bilmiyorlardı. Mayıs'a çoktan haber vermişlerdi. O da yalnız kalmayacağı için sevinmişti.

Sabah yine aynı saatte kalkıp hazırlandılar. Yeni üniformalarını almışlardı. Geriye sadece okula gitmek kalıyordu. Her zamanki yerlerinde buluşup yola çıktılar.

Mayıs,"İlk defa beni kapıda bırakıp gitmeyeceksiniz."

Salih,"Evet çok iyi oldu."

Mayıs,"Ortam dışında diğer okuldan farkı yok aslında."

Baran,"Dersler?"

Mayıs,"Aynı sadece bazı hocalar çok iyi o kadar."

Alp,"Kimler var sınıfta?"

Mayıs,"Sizin tanıdığınız Devrim, Kıraç, Yağız."

Ömer,"Onu bunu bırakında nasıl karşılanacağız acaba?"

Bensu,"Kötü."

Umut,"Sadece biz değiliz, kalabalığız ya daha da kötü."

Eyşan,"Gidip görelim."

Bahçeye girdiklerinde kalabalığın sırada olduğunu gördüler. Mayıs arkadaşlarını alıp kendi sınıfının sırasına götürdü. Diğerleri ise rastgele bir sıraya geçtiler. Müdire kürsiye çıkıp konuşmaya başladı.

Serap,"Yeniden hoşgeldiniz çocuklar. Bugün aramıza yeni arkadaşlarınız katıldı. Okullarında yaşanan talihsiz olay yüzünden bir süre sizlerle beraber eğitim görecekler. Tüm arkadaşlarınıza karşı hoşgörülü olacağınızı biliyorum. Yeni gelen arkadaşlarınızın dönemlerini kolaylaştırmak için elinizden geleni yapacağınızdan da eminim. Herkes sınıflarını biliyordur diye tahmin ediyorum. İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum. Dağılabilirsiniz."

Tolga,"Kimler gelecek acaba?"

Kıraç,"Burdalar zaten arkana bak istersen."

Tolga ile beraber hepsi arkasına döndü. Alp, Baran, Eyşan ve Salih oradaydı.

Alev,"Tolga istediği kişiyi göremedi."

Tolga,"Kimi istiyormuşum ben?"

Devrim hafifçe Yağız'ı dürttü. "Yanın boş muydu?"

Yağız,"Evet."

Devrim,"İyi oldu."

Alev,"Neyse çıkalım sınıflara kim gelmiş görürüz."

Tolga,"Bu arada kimden bahsettin bilmiyorum ama Sena ile güzel bir ilişkim var."

Alev,"Aynen biliyoruz."

Sınıfa çıkıp yerlerine yerleştiler. Kapıdan içeri beş yeni öğrenci girdi.
Bensu, Umut, Ömer, Cihan ve Petek.

Sınıftaki herkes yeni gelenleri süzüyordu. Onlarda bir süre tahtanın önünde dikilmek zorunda kaldılar. Birkaç boş masa görünce oralara geçtiler. Eski düzendeki gibi Ömer ve Umut arkaya Bensu ise onların önüne oturmuştu. Cihan Bensu'nun yanını boş görünce oraya gitti.

Cihan,"Buraya oturabilir miyim?"

Bensu,"En son bu soruyu sorduğunda pek iyi şeyler olmamıştı ama tabiki oturabilirsin."

Umut,"Bensu'yu yangından kurtaran Cihan sensin demek."

Cihan,"Evet benim. Kurtarıcım diye mi bahsettin?"

Bensu,"Yo."

Umut elini uzattı,"Umut ben de. Memnun oldum."

Cihan Umut'un uzattığı eli sıkıp kafasını salladı.

MİSTHİLLWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu