19. Bölüm

20 7 23
                                    

Sabah çocukların aileleri de oraya geldi. Herkes Umut için oradaydı. Kıraç bile gitmemişti. Sadece Aygül yoktu çünkü kimse ona haber vermedi.

Kıraç'ın telefonu çaldı. Arayan Tolga'ydı.

Kıraç:Efendim

Tolga:Nerdesin kanka? Sana geliyoruz.

Kıraç:Evde değilim ben.

Tolga:Neredesin?

Kıraç:Hastanedeyim.

Tolga:Neden?

Kıraç:Boşver uzun hikaye. Sonra anlatırım.

Tolga:Önemli bir şeyse gelelim.

Kıraç:Gerek yok.

Tolga:Tamam görüşürüz.

Kıraç telefonu kapattı.

Hatice bütün çocukların uyukladığını görünce, "Hadi siz eve gidin dinlenin. Biz kalırız burada."

Gitmek istemiyorlardı ama onları bir şekilde ikna ettiler.

Ömer,"Hadi sen de git."

Kıraç,"Sorun değil kalırım ben."

Ömer,"Sağol geceden beri buradasın zaten. Sen de dinlen."

Kıraç,"Peki. Uyanınca haber verin."

Ömer,"Veririm."

Tüm çocuklar evlerine gidip uyumaya çalıştı. Ne kadar uykuları olsa da Umut'u düşünmekten uyuyamıyorlardı. Sonunda yorgunluklarına yenik düştüler. Saatlerce uyudular. Uyanınca ise haberleşip kulübenin yerinde buluştular. Tabi kulübeden eser yoktu.
Oturup boş boş bakınıyorlardı.

Mayıs hafif bir parıltı gördü. Gidip onu eline aldı. Parıltıyı çıkaran şey çakmaktı.

Mayıs,"Bakın ne buldum."

Baran,"Ne bu?"

Mayıs,"Çakmak."

Bensu,"Ver bakayım bir."

Bensu çakmağı alıp incelemeye başladı.

Bensu,"Ben bunun kime ait olduğunu biliyorum."

Alp,"Kime ait?"

Bensu,"Tolga'ya."

Baran,"Nereden biliyorsun."

Bensu,"Flash bellekleri almak için odasına girdiğimde gördüm bunu."

Eyşan,"Emin misin? Alt tarafı çakmak herkeste olabilir."

Bensu,"Eminim gördüm. Ayrıca bu pahalı bir şeye benziyor. Hem zengin olup hem de bizimle problemi olan kaç kişi var? Tolga bu işte. Kulübeyi o yaktı."

Alp ve Baran yumruklarını sıkıyordu.

Eyşan,"Polise götürelim."

Alp tip tip Eyşan'a baktı.

Alp,"Aynen polise götürelim de bir para cezasıyla yırtsın yine."

Eyşan,"Başka ne yapacağız?"

Alp,"Umut iyi olana kadar onun yanında olacağız. Sonrasında ben yapacağımızı biliyorum."

Çakmağı da alıp hastaneye gittiler.

Osman'da oradaydı.

Alp,"Baba bir şey buldunuz mu, kim yakmış kulübeyi?"

Osman,"Hiçbir şey bulamadık. Yanda ki villanın kameralarına da baktık ama orayı göstermiyor."

MİSTHİLLOù les histoires vivent. Découvrez maintenant