29. Bölüm

18 6 46
                                    

Yağız'ın olayının üzeri hemen kapanmıştı ama bazıları tarafından acısı duruyordu. Sena ve Ceren Salih'e bir şey yapamayacaklarını düşündükleri için Mayıs'a yapacaklardı. Yapacakları basit bir şeydi.

Mayıs ve sınıfı beden dersindeydi. Sınıfa girip Mayıs'ın sandalyesine yapıştırıcı sürdüler. Mayıs'ın nerede oturduğunu diğer derslerde birilerine sorup öğrenmişlerdi.

Beden dersi bitince soyunma odasına gidip okul formalarını tekrar giydiler. Mayıs sınıfa girer girmez kendini sırasına bıraktı. İki tur koşmak bile insanı yoruyor. Sınıf yavaş yavaş doluyordu, son iki dersleri kalmıştı.

İlk ders bir sıkıntı yoktu, Mayıs durumu farketmemisti bile. Tenefüste ise aşağı inmesi gerekti. Ayağa kalkmaya çalıştığında başarısız oldu. Ona yapılanı anlaması biraz uzun sürmüştü. Gören oldu mu diye etrafını kontrol etti. Herkes kendi havasındaydı. Şu an kendini çok yalnız hissediyordu. Yanında arkadaşları olsa strese bile girmezdi ama şimdi eli ayağı birbirine dolanmıştı.

Zil çalınca Kıraç da sırasına oturdu.

Kıraç,"Ne oldu? Betin benzin atmış."

Mayıs,"Yok bir şey."

Kıraç,"İyi."

Mayıs ders boyunca sürekli öfleyip durdu. Kıraç bir şeyler olduğunu anlamıştı. Çıkış saati geldi, herkes hazırlanıp çıktı. Mayıs hâlâ sırasında oturuyordu. Uzun süre ne yapacağını düşündü. Arkadaşlarını arayacaktı ama onlar okula giremezdi.

Kıraç sınıfa geri döndü.

Kıraç, "Neden çıkmıyorsun?"

Mayıs,"Çıkacağım birazdan. Sen neden geri döndün?"

Kıraç,"Telefonumu unutmuşum."

Aslında telefonunu falan unutmamıştı. Zaten cebinde olan telefonu arayıp bulmuş gibi davranıyordu.

Kıraç,"İstersen seni bırakayım."

Mayıs,"Gerek yok. Bizimkiler gelir."

Kıraç kafasını salladı. Kapıdan çıkacakken Mayıs seslendi, "Ya da dur! Bir şey söylemem lazım."

Kıraç,"Sonunda, söyle."

Mayıs,"Sabahtan beri burada oturuyorum çünkü kalkamıyorum."

Kıraç cevap vermeyip sorgulayıcı bir bakış attı.

Mayıs,"Biri sandalyeme yapıştırıcı sürmüş. Kalksam eteğim yırtılacak."

Kıraç,"Tamam ben gidip sana kıyafet getireyim. Sen de kalkmaya çalış."

Mayıs ayağa kalktı ama sandalye de onunla birlikte kalkmıştı. Kıraç dayanamayıp gülmeye başladı. Mayıs ilk başta sinir olmuş gibiydi ama Kıraç çok haklıydı. Gülünmeyecek gibi değildi ki. Mayıs da gülmeye başladı.

Mayıs gülmekten zor konuşuyordu,"Tamam hadi git artık."

Kıraç gülmemeye çalışarak sınıftan dışarı çıktı.
Mayıs da bu sırada dolabı karıştırıp lazım olabilecek bir şey aradı. Bulduğu makası alıp eski yerine geçti.

Kıraç,"Sizin soyunma odanıza girmem yasak diye kendiminkileri getirdim."

Mayıs,"Sorun değil bende seni bekliyordum."

Kıraç Mayıs'ın elindeki makası görünce,"Eteğini ben mi keseceğim?"

Mayıs,"Hayır. Arkanı döner misin?"

Kıraç arkasına dönünce Mayıs eteğini kesip yapıştığı sandalyeden kurtuldu. Hemen Kıraç'ın getirdiği eşofmanı giydi. Aşırı bol olmuştu ama çıplak olmaktan iyidir.

MİSTHİLLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin