3. Bölüm 🍁🍂

2K 129 66
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım. Oy ve yorumları eksik etmeyin lütfen.

Bölüme başlamadan önce şuraya bir kalp bırakalım mı? 💙

Bölüm şarkısı: Kıraç - Yıllar sonra.

Bölüm ithafı: elizya_02 ithaflar yorumlardan seçilecektir.

Keyifli okumalar.🌸

Dudaklarındaki samimiyetten uzak, zorlama olduğu her halinden belli olan bir gülümsemeyle bana bakan kıza arkamı dönüp kendi bardağıma çay koymak için demliği aldım.

"Su istemiştim ama duymadın galiba " diye tekrarladı isteğini, bal gibide duymuştum ama işime gelmiyordu. Gün başladığından bu yana içerideki teyzelere nasıl hizmet ettiysem ona da hizmet etmiştim ama verdiğim yüzün astarını istiyordu. Salondan kalkıp mutfağa gelebiliyordu da o kıçını yasladığı sandalyeden de kaldırıp tezgaha iki adım atabilirdi. Hiç bir şey olmamış gibi kapıya doğru ilerlediğimde kolumu tuttu tekrar.

"Su istemiştim vermeyecek misin?" diyerek önüme geçti. Dizlerinin hizasına gelen siyah eteği iyice yukarı sıyrılmış, sarı mı? hardal mı? rengi belli olmayan gömleği her öne eğildiğinde göğüslerini gözler önüne seriyordu gözlerimi gerdanından çekip yüzüne baktım. Benim bile gözlerim sürekli açılan göğüslerine takılıyorsa mutfaktaki bayların gözlerinin takılmaması imkansızdı herhalde diye düşünüyordum. Cevap vermek için ağzımı aralamıştım ki onun sesi duyuldu arkamdan.

"Kendi suyunu alabilirsin diye düşünüyorum Seda." Başkası olsa hay ağzına sağlık deyip pat pat sırtına vururdum, ama maalesef hiç doğru kişi değildi.

"Ya Hazancım bir bardak su istemiştim sadece, neyse bu seferlik kendim alayım." Dedi ağzını yaya yaya ne bekliyordu acaba bir dahaki sefere önüne hizmet mi edecektik hanımefendinin?

O kendine su alırken mutfağa Eda ve küçük bir oğlan çocuğu girdi bu Ege olmalıydı. Dört, beş yaşlarında hafif esmer teni arkamdaki beyefendiyi andırıyordu. Daha doğrusu yüz hatları, göz yapısı ve dudakları Hazan'ın aynısıydı. Sadece küçük beyimizin göz rengi maviydi. Koşarak Hazan'ın kucağına çıkıp kulağını bir şey söyledi ve ikiliden kıkırdamalar yükseldi.

Biz içeriye tabak hazırlarken onlarda tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. Küçük beyimiz bugün kreşte neler yaptığını büyük bir heyecanla anlatırken dudaklarımda minik bir tebessüm belirdi. Çocuklar dünyadaki en saf ve temiz varlıklardı. Onları rahat bırakmak için tabakları alarak salona geçtiğimde son duyduğum şey Hazan'ın gülüşüydü.

...

Bir saat daha kalıp ayrılmıştık günden. Leyla'nın ablası ile tanışmıştım. Gülce abla çok tatlı kadındı ayrıca Ege'nin de annesiydi. İki mahalle ötede oturduğunu sık sık geldiğinde öğrenmiştim. Şimdide annem, Eda, Eda'nın annesi Ayşen teyze eve doğru gidiyorduk. Onların evi bizim karşı apartmanda ikinci kattaydı. Eve yaklaştıkça elinde bavul olan birini gördüm arkası dönük olduğu için kim olduğu belli olmuyordu.

" Anne bizim evin önünde biri var elinde de bavul var görüyor musun? " Dedim hafifçe dürterek. Genellikle annemin yaptığı bu dürtme olayını bende yapmaya başlamıştım.

"Kız Okan'a benziyor bu, dur bakayım" derken hızlı hızlı Okan'a benzettiği kişinin yanına doğru ilerliyordu.

Okan benim teyzemin oğluydu on dokuz yaşında deli dolu biriydi çok güzelde anlaşırdık. Ayrıca mahallenin dedikoducu teyzelerine taş çıkartırdı. Gözünden bir uçan birde kaçan kurtulurdu. Yok yok kurtulamazdı. Uçanında kanadını kırar yine de konuştururdu.

GÜZ SEVDASI (ASKIDA)Where stories live. Discover now