2.1

4.2K 222 94
                                    

"Ben bebeğimi kaybettim!"

Bağırışları zaten kanımı dondurmuştu, başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü sanki. Öylece durdum. Diyecek bir şey bulamıyordum, ne diyebilirdim ki? Gözlerimden yaşlar ne zaman akmaya başlamıştı bilmiyordum.

"Helin..ben.." diyecek bir şeyim yoktu.

Telefonunun diğer tarafında bir gürültü koptuğunda ne olduğunu anlayamamıştım.

"Helin, ne oldu!?"

Onun sesi yerine başkası konuştuğunda korkum ikiye katlandı.

"Jiya abla ben Evin, yengem bayıldı."

Gözlerim endişeyle irileşti. Arkamı dönerek koşar adımlarla ameliyathanenin çıkışına doğru yürümeye başladım.

"Evin o nasıl, neler oldu?"

Ağlamamak için dirensem de gözyaşlarıma hakim olamıyordum, ayrıca çoğu kişinin dikkatini çekmiştim. Ameliyathanenin bölümünden çıktıktan sonra ayaklarım asepsiye gitti.

"Düşük yaptı, o çok kötü Jiya abla."

Dizlerimin üstüne çöküp ağlayasım vardı, en yakınım bu haldeyken ben yanında değildim.

Daha fazla telefon konuşacak durumda olmadığımdan kulağımdan çekip biraz daha hızlandım. Asepsiye hızla daldım, hala orada olanlar irkilmiş ve bana dönmüştü. Aynı hızla cebimde ki anahtarımı çıkararak dolabıma ulaşıp titreyen ellerimle kilidini açmaya çalıştım. Fakat anahtar inatla yerine yerleşmiyor, titremelerimi daha çok arttırıyordu. Anahtar ellerimin arasından kayıp yere gürültü çıkararak düştüğünde sinirlerim daha çok bozuldu.

"Kahretsin!"

"Yardım etmemi ister misin?" 

Kim olduğuna bakmaksızın bulanık gördüğüm anahtarı eğilerek yerden aldım, yeniden denediğimde ağlamam hızlanmıştı.

Sesi çok kötüydü.

Yıkılmıştı.

Hıçkırarak dizlerimin üstüne çöktüm. Neredeyse üç aydır ağlamayan ben bugün içim dışıma çıkana kadar ağlamaya devam ettim.

Gitmemeyi bir kez dahi düşünmemiştim.

Ama gitmekten ölesiye korkuyordum.

Bana GelWhere stories live. Discover now