XV-Ziyaretçi

2K 172 55
                                    

Öncelikle bölüm çok çok kısa, farkındayım. Ama olması gereken buydu. Yani kısa olması gerekiyordu. Sonraki bölümde uzun bölüm isteğini dikkate alacağım.

Yazmam zaman alıyor çünkü üzerinde çalıştığım birkaç kurgu daha var ve fanficler de var aralarında. Öte yandan bazen derslerime fazla yoğunlaşmam gerekebiliyor. Gecikmeler için üzgünüm.

İyi okumalar

Dn: Düzenlenmedi

"Asker Ackerman?" Bana olan seslenişini duymamış gibi yaparak adımlarımı hızlandırırken içimden defalarca bana geri seslenmemesini diliyordum. Ondan sürekli ama sürekli kaçmıştım ve o da bana bulaşmaya tenezzül etmemişti. Şimdi ne diye çağırıyorsa bunu iki kez düşünmesi gerekiyordu. "Eva Ackerman, sana sesleniyorum." Tam adımı daha sert bir vurguyla dile getirişi adımlarımın keskin bir hareketle durmasına neden oldu. Topuğumun üzerinde geriye dönerek asker selamı verdim ve kısık sesle konuştum.

"Emredersiniz, kaptan Ackerman."

"Hangi cüretle beni görmezden geliyorsun?" Göğsünde birleştirdiği kollarıyla yükünü tek ayağına verdi ve sorar gibi bakan gözlerini yüzümde gezdirdi. Utanarak bakışlarımı ondan tarafa çevirdim. Tanrım, şu an cezalandırılıyor muydum?

"Özür dilerim, efendim. Dalgındım, duyamadım."

"Yüzüme bak, Ackerman." Başımı tam olarak kaldırmadan gözlerine bakarken bu işkencenin bir an önce bitmesini diliyordum. Önünde kıpkırmızı kesildiğime emindim ve Levi intikamını alıyormuş gibi gözlerini yüzümden çekmiyordu. "Öğle yemeğinden sonra çayımı getir." Diyerek sanki hiçbir şey olmamış gibi yanımdan geçip gitti. Sesimi bile çıkarmadan bunu fırsat bilerek son hız merdivenlere koştum. Peşimde kimse yoktu ama kovalanıyormuş gibi iki katı sadece birkaç saniyede inmiştim bile. Nefes nefese duvara yaslanmış kendime gelmeye çalışıyordum. Durumum gerçekten vahimdi. Ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim olmadan sürekli olarak kaptandan kaçarken bana, ona çay götürmemi emretmişti. Bu da intikamın sıcak içilen haliydi galiba.

"Eva, her yerde seni arıyordum." Omuzuma elini atan Jean ile irkilerek geri çekildim. Neydi benim bu sürekli dalgınlığım? "Ziyaretçin varmış, haber vermemi söylediler." Başımla onu onaylarken dalgınlığım hala sürdüğünden olacak ki ziyaretçi meselesini üstelemedim. Bir anda bunu farkedinceyse sormak için geçti. Jean çoktan gitmişti.

Bir ziyaretçi mi? İyi de bu imkansız gibi bir şeydi resmen.

Tanıdığım herkes bu karargah içindeydi.

Nasıl olabilirdi ki?

Bulanık zihnimin sorduğu saçma soruları bir kenara alarak bunu öğrenmenin en iyi yoluna başvurdum. Ziyaretçimi görmek için yürümek.

Trainor - Levi Ackerman Where stories live. Discover now