IX- "Sana hiç yakışıklı olduğunu söyleyen oldu mu kaptan?"

2.4K 183 174
                                    

Toplantı diyerek giden Levi uzun süre geri dönmemişti. Öyle ki, akşam yemeği rütbeliler olmadan geçmişti ve masa karşısındaki herkeste bir durgunluk vardı. Kaşığımı kasenin kenarına yaslayarak yemeğiyle oynayan Petraya baktım.

"Herkesin neyi var?" Fısıltıyla konuştum. "Neler olduğunu biliyor musun?"

"Rütbeliler toplantıda." Kulağıma eğilerek konuştu. " Böyle uzun toplantıların ardından genelde sefer duyurusu çıkar."

"Sefer mi?" İçten içe böyle bir şeye hazır olmadığımı biliyordum ama bu oyuna dahil olmuştum bir kere. Galiba Kenny benden gerçekten kurtulmak istiyordu.

"Duvarların dışına çıkacağız. Devler hakkında daha çok bilgi edinmek ve nereden geldiklerini öğrenebilmek adına." Başımı anladığımı belli edercesine sallayarak kaşığımla çorbamı karıştırdım.

Yemek tamamen sessizlik içinde geçmişti. Yatakhaneye geçmemiz emredilene kadar rütbelilerden kimse ortalıkta görünmemişti.

Sabah erkenden kahvaltıda seferin duyurusu yapılmış, ardından Manga liderleri kendi ekipleriyle birlikte toplandıya çağırılmıştı. Erwin çok karmaşık bir plandan bahsetmişti. Öğrendiğime göre acemiler arasında deve dönüşebilen biri varmış ve onunla birlikte ilk seferleri olacakmış. Bunlar benden çok çok önce yaşanam playlar olduğu için pek fazla bilgim yoktu ve kimse kendisini beni bilgilendirerek yormal istemiyor gibi duruyordu. Ekiplere ayrıldık haritada her birimizin yeri belirlendi. Ve hazırlanmak için sadece 20 günümüz olduğu söyledi. Bu biraz fazla kısa bir süreymiş gibi hissettirmişti.

Sahi neler oluyordu?

Erwin ne karıştırıyordu?

Akşama doğru herkes kendi odasına dağılırken Petra ve Nanaba'nın yanına geçmiştim belki bir şeyler öğrenirim diye. Ama pek işe yaramamıştı. Bir şeyler bildikleri aşırı belliyken ikisi de suspustu. Bana güvenmedikleri ortadaydı. Bunun için onları suçlayamaz ve ya onlara kızamazdım. Bu yüzden içten bir gülüşle iyi geceler dileyerek kendi odama geçmiştim. Kendi oda arkadaşım da pek konuşkan olmadığından muhattap olmamayı seçerek direkt yatağıma geçmiştim. Bununla uğraşabileceğimi pek sanmıyordum.

***

"Daha sert." Dediğini dinleyerek kılıcı saman torbasına doğru savurdum. Torbadaki samanlar akarak yere dökülürken torbanın asılı olduğu tahta direği sıyırıp geçmiştim. "Daha sert." diye tekrar etti Levi. İkinci bir hamlede bulunduğumda tahta direk ikiye bölünmüştü. "İkinciye geç." İkinci direğe hızlı bir saldırıda bulundum. İkinci hamlede kırılan kılıçlarımla dönüp baktım ona. "Doğru açıyla saldırırsan kılıçların daha geç kırılır ve aşınır." Nasıl tutman gerektiğini göstererek direğe bir darbe indirmesinin ardından ben de onun gibi yan ama sert bir darbe indirdim. "Güzel." Diyerek kollarını göğüsünde bağladı.

"Kaptan?" Kılıcı yere saplayarak ağırlığımı hafiften üzerine verdim. Batan güneş eşliğinde parlayan pürüzsüz teni mükemmel görünüyordu. Günbatımının kızılı mavi gözlerine çok farklı bir ışıltı katıyordu ve bu gerçekten mükemmeldi.

Soracağım her şey geri çekilmiş ve geride bomboş bir zihin bırakmıştı bana.

Ben ne soracaktım?

"Ne var? Neden durdun?" Gözlerim incelediğim çimlerden gözlerine çıktı dalgınca. Aklıma ilk geleni soruverdim o an.

"Benden nefret mi ediyorsun?" Sorum kaşlarının çatılmasına sebep oldu.

"Neden bunu soruyorsun?" Sorusunu es geçerek farklı bir soru sordum.

"Eski seni sana hatırlatmamdan mı korkuyorsun? Bu yüzden mi bu kadar sertsin bana karşı?"

"Neden kendini ilgilendirmeyen konulara burnunu sokmakta bu kadar inatçısın?" O da benim yaptığımı yaparak sorumu görmezden geldi.

"Çünkü farkındayım. Takımına katılalı çok fazla olmadı. Senden büyük derecede de saygı beklemiyorum elbette. Ama herkes yavaş yavaş alışırken varlığımı kabullenmek istemiyor gibisin."

"Biliyor musun, Eva? Sana olan güvenim ancak ve ancak seferden sonra artar."

"Neden özellikle seferden sonra?" Omuz silkmekle yetindi. Ben de tekrar sormadım. Çöken kısa süreli sessizliği bozmak, biraz olsun eğlenmek istedim.

"Sana hiç yakışıklı olduğunu söyleyen oldu mu kaptan?" Elimi yere saplı olan kılıçtan çekerek önünde dikildim ve ellerimi arkamda birleştirerek yüzüne baktım.

Normalde fazla uzun boyum yoktu. Yeraltında çevremdekilerle hemen hemen aynı boydaydık. Hatta öyle ki orada nadiren uzun birilerini görürdüm. Yeryüzündeyse bu tamamen tersineydi. Acemiler dışında genel olarak kısa birini görmek neredeyse imkansızdı. Aralarında en kısası Levi kaptanken o bile benden uzundu.

"Ne saçmalıyorsun?" Hoşuna gitmediğini bildiğimden bir adım daha gittim üzerine. Yerinden kıpırdamadan, göz kontağını bozmadan sinirle yüzümü inceledi.

"Can yakacak türden bir yüze sahipsin." Alıcı gözüyle tişörtün tam oturduğu bedenini süzdüm. "Ve ateşli bir vücuda."

"Eva Ackerman." Uyarı nidası yükseldi. "İleri gidiyorsun."

Omuz silktim.

"Sence farkında değil miyim?" Şu an ateşle oynuyordum belki de. Ölmem an meselesi bile olabilirdi ama daha da ileri gitmek istiyordum. "Hiç bir kız sana seni sevdiğini söyledi mi kaptan?" Göz bebekleri titrerken beni ittirdi ve toparlanmaya başladı. Sadece küçük bir kıkırdama ile karşılık verdim bu hareketine.

"Bir daha bana bu kadar yaklaşırsan," parmağını yüzüme doğru salladı."Seni sur Rose'dan aşağı atar, devlere yem ederim." Tam da arkasını dönüp gidecekken bağırmamla durdu.

"Sana bunu yapamazsın diyemem kaptan." Öfkeyle elindeki ince ceketini sıktığını farkettim. Arkasından yaklaşıp elimi erkekliğine götürdüğümde tuttuğu nefesiyle beni bir an gerçekten öldürebileceği düşüncesi zihnimde dolanırken umursamadan korkmuyormuş gibi devam ettim konuşmama. "Ama yapamazsın. Çünkü bu emri almadın." Boşta olan eliyle bileğimi kavrayarak bana döndüğünde elimdeki bıçağı boynuna savurdum. Tenini kesmeme millimetreler kala kendimi durdurarak yüzüne baktım.

Tanrım, ben bunları neden yapıyordum?

***

Atlattığım sınavlar ve yaşadığım uğursuzluklar sonunda yazabildiğim bir bölümle karşınızdayım.

Umarım sizi hayal kırıklığına uğratmamışımdır.

Oylamayı ve satır arası yorumları unutmayın lütfen. Bunlar bana olan en büyük destekleriniz ve motivasyonunuz.

Gelecek bölüm görüşürüz.

Trainor - Levi Ackerman Where stories live. Discover now