Ölüyordum

11 2 0
                                    

(ARİNA'NIN BABASINDAN)

Arina'yı okulun önünde görmüştüm. Gördüğüm an mutlu olmuştum. Onu almaya çalıştım ama olmadı. Aslında amacım Arina'yı eve götürüp bütün sinirimi ondan çıkartmaktı. Valenciaga'ya çok bir şey yapmak istemiyordum. Fakat büyüdüğünde onunda benden çekecekleri var. Arina'yı okuldan alırken yanında bir şerefsiz görmüştüm. Nasıl olurda benim kızımla el ele dolaşmaya cüret ederdi? Yarın okula gidip Ekin'in ağzını yüzünü dağıtacaktım. Şu an hastanede tanıştığım bir adamla oturuyorum. Kendisi benim gibi. Dün Valenciaga'nın kafasına silah tuttuğumuz sahneyi hatırladınız mı? Bilerek yapmıştık. Amacımız 5yaşındaki çocuğu korkutmaktı. Valenciaga'ya yaptıklarım daha neydi ki? Arina küçükken daha kötülerini görmüştü. Ve sanırım onlara böyle şiddet uygulamak hoşuma gidiyor. Aslında direk hoşuma gidiyor. Yanımda oturan adamın Ekin diye bir çocuğu varmış. Kendisi Ekin'i döverken bilerek dirseğine çekiçle vurmuş. Aslında amacı diz kapağına vurup onu çıkartmakmış fakat sonradan kararını değiştirmiş. Şu an çocuğun kolu alçıdaymış. Gerçekten güzel hissettiriyor. 

(ARİNA'DAN)

Okul'dan çıkmıştık. Çünkü gerçekten o sıkıcı tiyatroyu izlemek istemiyorduk. Nedenimizi söyleyip izin kağıdı aldık ve okuldan çıktık.  Okul'a yakın AVM olmadığı için taksiye binip Başakşehir'e gittik. Çok uzak değildi fakat 50 TL tutmuştu. Taksiden inip AVM'ye doğru yürümeye başladık. Sağolsun Ulika ödemişti bizim için taksi tutarını. Gerçekten iyi biriydi o kız. Daha derinlemesine tanımıyordum. Ama olsundu sonuçta daha Ekin'in soyadını bile bilmiyordum. Nasıl bir maldım ben böyle? Her bokunu öğren soyadını sorma.

"Ekin?"

"Efendim lipton?"

"Senin soyadın ne?"

"Ekin Wizard."

"Cidden güzelmiş."

"Senin olsun mu?"

"Ney?"

"Soyadım?"

Bu neydi şimdi böyle? Ulika arkadan "O ov ooov." diye sesler çıkarıyordu. E haklıydı. Güzel flört ediyordu maşallah. 

AVM'ye girmiştik. Asansöre binip Cafe Crown 'a gitmiştik. Camdan baktığımda ikimizinde annesinin yattığı hastaneyi gördüm. Oraya dalmıştım ki Ulrika'nın sesiyle irkildim.

"Heeyy, Arina ne içersin?"

Düşünmeden cevap verebilirdim buna. Yani karamele bayıldığım için Latte Karemel alacaktım.

"Latte Karamel."

Söyledikten sonra uzaktan gelen anneannem ve yanındaki kardeşimi gördüm. Kardeşim koşup sarıldı. Ama bana mı sarıldı dersiniz? Hayır, gitti Ekin'e sarıldı. Birde anneannem'e "Bak anneanne bu benim ablamın erkek arkadaşı." dedi. Anneannem bana öyle bir bakmıştı ki utanmıştım. Bir yerden sonra siparişler gelmişti. Ekin çikolatalı milkshake. Ulrika'da salep almıştı. İkisi de ağızının tadını biliyordu. Ben Ekin'e odaklanmışken kardeşim kulağımın dibinde öyle bir bağırmıştı ki... Bütün o latte üstüme dökülmüştü. Herkesin içinde o kadar utanmıştım ki. Sonra'dan okulda yedek tişörtlerim olduğu aklıma gelmişti. Milkshake ve latteleri paketletip taksiyle okula gitmiştik. Kardeşimde oradaki bir oyun alanına girmişti. Ulrika'yla soyunma odasına giderken Ekin dışarıda bekleyeceğini söylemişti. Ekin dışardayken bizde Ulrika'yla aşağı inmek için merdivenlere gittik. Fakat gördüğüm şeyle ödüm bokuma karışmıştı. Psikopat burdaydı... Babam. Ulrika buradayken olmazdı. Şu an kim bilir Ekin'e n'olmuştu.

"Ulrika kaç!"

Diye bağırmıştım. Kız kaçmamıştı aksine gidip Ekin'i çağırıp bir daha gelmişti. İkiside oradayken babam elindeki bıçakla bana doğru koştu. Ve o bıçağı kalbime saplayıp kaçmıştı. Göremiyordum. Ekin bir yandan bağırıyordu. Revirde ki çalışanlar gelmişti duyuyordum ama görmüyordum. Bıçak karnımdan çıkmamıştı hissediyordum. Revir "Kalbi çok yavaş atıyor. " dediğinde yalan söylüyordu çünkü ben kalbimin çok hızlı çarptığını hissediyordum. Bir yerden sonra ambulans geldi fakat sanırım ben artık bütün yetilerimi kaybetmiştim.

Ölüyordum...

ARİNAOnde histórias criam vida. Descubra agora