8. BÖLÜM

16.2K 1.4K 1.6K
                                    

16. BÖLÜM: BAŞLANGIÇ

Önlüğümün büyük cebine sıkıştırılmış havluyu çıkarıp masanın üzerini bir kez daha sildim. Kahve makinesine biraz daha çekirdek ekledim. Boşalan bardakları sıcak suyun içine atıp masalara yeni bira dağıttım. Masanın üzerini yeniden sildim, kahve makinesine filtre kâğıdı ekledim, bardakları kuruladım, hesap için sıralanmış ve bir an önce ödeyip gitmek isteyen insanlara fiş kesip durdum.

"Maya, telefon!"

Ilgın'ın sesi, eğlence anlayışı bağırmak olan insanların arasından zor duyuluyordu. Yorgunluk diz kapaklarımda ve ayak tabanlarımda birleşmiş, bacaklarımı kesme isteği yaratmıştı. Hafta sonlarından nefret ediyordum.

Restorana ait telsiz telefonu elime aldım. Karşı tarafta, odasının açık kapısından bana bakan Müge hanıma mahcup bir şekilde gülümsedim. Çalışanların bu telefonu kullanması tamamen yasaktı ama Dila artık buranın ortağı olduğu için birkaç ayrıcalığa sahiptim.

"Evet?"

"Sana bir sürprizim var!" diye bağırdı Dila, ben duvara yaslanmış ve cep telefonumun neden kapalı olduğunu anlamaya çalışırken.

"Eve gelince konuşsak olmaz mı, yarım saat sonra çıkıyorum."

"Tamam ama acele et ve doğruca eve gel, tamam mı?"

Ne çevirdiğini anlamak için düşünmeye koyuldum ama Dila'ydı bu sonuçta.

"Evet evet," dedim kapatırken.

Ve oyalandıkça oyalandım.

Dila'nın sürprizleri genel olarak anlamsız oluyordu. Ya yeni birkaç kıyafet alıyor ya da yeni birkaç makyaj malzemesi alıyordu. Daha kötüsü ise bazen bana da alıyordu.

"Kahretsin," diye fısıldadım kasanın önündeki gittikçe artan kalabalığı görünce.

Aksel yerimi doldurmak için bir yandan servis yapıp bir yandan fiş kesmeye çalışıyordu.

"Tamam, sağ ol, ben hallettim. " Ona kocaman ve gergin bir şekilde sırıttım çünkü oldukça mutsuz görünüyordu. Bir elimle saçlarımı ensemde toplamayı denedim. İçerisi felaket sıcak olmuştu.

"Ben bu kadar içmedim!"

Bir gecenin daha kötüye gitmesini sağlayan tek şey hesabı kabul etmeyen sarhoş müşteridir. Kasanın üzerinden kravatını gevşetmeye çalışan adama doğru eğildim. Onu üstün körü süzdükten sonra dişlerimi gıcırdattım.

"Belli ki sizin için de kötü bir iş günü olmuş. Belki kovuldunuz, belki de başvurunuz olumsuz değerlendirildi ama mesaim dolmasına rağmen hâlâ burada insanlarla uğraşıyorum ve siz de işimi daha çok zorlaştırıyorsunuz." Fişi alıp alnına doğru yapıştırdım. "Şimdi ya bu hesabı ödersiniz ya da bir daha buraya giremezsiniz."

Sofistik, Yeşil Yol'da bulunan tek restoran-bardı, bu yüzden müşteriler daima haklıdır argümanı burada çok da güvenilir değildi. Ne kadar olabilirsem o kadar şanslı günümde olmalıydım, adam cebindeki kalın bir tomar parayı uzattı.

"Her zaman bekleriz, iyi geceler." Sevimli bir şekilde gülümseyip hesabı kasaya geriye kalan kısmı da bahşiş kutusuna attım.

"Hadi Maya, çık sen artık," diye seslendi Ilgın, siyah kısa saçlarını kulağının ardına sıkıştırarak.

Giyinmek için arka taraftaki bölüme geçip dolaptan kıyafetlerimi aldım. Dila'nın hediye ettiği elbiseyi başımdan geçirdim. Çıkardığım tişörtü ve tulumu çantama yerleştirip, saçlarımı tepeden hızlı bir topuz yaptım.

GECENİN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin