22. Bölüm- Kaybolan Yıllar

21.3K 694 696
                                    

Sürpriiiiz 🥳

Ben geldim. Bu bölümle alakalı bazı yerleri daha öncesinde yazmıştım. Bölüm hazırlandığında size güzel bir sürpriz yaparak paylaşmak istedim. Büyük ihtimal diğer bölümün yazım süreci uzun olursa bu bölümü erken paylaştığım için kendime söveceğim ama olsun 😅

Çok çok çok severek yazdığım bir bölümdü. Bölümdeki tüm ikili ilişkilere ve diyaloglara ayrı düştüm 😍😁

Bu arada geçen bölüme yazmayı unuttuğum bir not/duyuru var. Onu da söyleyeyim.

📣 Bildiğiniz üzere ben Yağmur Adam ve Çilek Kız'ın hikayesini Yağmur Adam kitabı altında yazmaya başladım. Bu sıralar KİT'teki konu yoğunluğumdan oraya hiçbir şekilde bölüm atamasam da yazmaya başladığımda kurguyu Paralel Evren'i baz alarak şekillendireceğim. Nasıl yani? Şöyle ki o malum olay orada Paralel Evren'deki gibi işlenecek. Salih Ege ikisini de, mahalleyi de kurtaracak.

Yine aynı şekilde Salih'in hikayesini de orada Paralel Evren şekliyle yazmaya karar verdim. Aslında yalnızca Yiğit ve Dilek için bu Paralel Evren şartını geçerli kılacaktım ancak Ege'ye olan sevdam buna izin vermedi. Bari orada onu üzmeyeyim dedim. Bir de şu var ki asıl kurguma göre Ege'nin yıllarca ayakta durabilmesinin nedeni Oğlu Burak idi. Eğer o gün Burak'ın ailesi kurtulursa bu sefer Ege'nin ölmemesi için hiçbir nedeni kalmaz. Bu yüzden de en mantıklısının Paralel'i herkes için geçerli kılmak olduğunu düşündüm.

Sizin bu konuda düşünceleriniz neler?
Böyle de olabilir aslında dediğiniz bir durum var mı?
Bu fikri sevdiniz mi?

Ahiret sorularımı bir kenara bırakıp sizi bölümünüze kavuşturuyorum aasdsdsdsdsddd
Şükür kavuşturana 🤲🏻

Keyifli okumalar dilerim 😉

🌙

Alacalı Yüzleşmesinden Bir Gün Önce

Koridorda bir oraya bir buraya yürüyen Melek kızının odasından çıkarak merdivenlere yönelen genç adamı gördüğünde sesindeki tereddütle seslendi.

"Yağııız!"

Yağız kendisine seslenen kadına soru dolu gözlerle döndüğünde, derin bir nefes alan Melek kaskatı bir şekilde genç adama doğru yürümeye başladı. Yanına ulaştığında Yağız nazik bir şekilde mırıldanmıştı.

"Buyurun Melek Hanım?"

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Bu beklenmedik teklif karşısında gerildiğini hisseden Yağız bu gerginliğini yok sayarak başını aşağı yukarı salladı.

"Elbette. Sizi dinliyorum."

"Oturalım mı?" diye soran Melek eliyle koridorun sonundaki sandalyeleri göstermişti.

Kadının gözden uzak bir yerde yapmak istediği bu konuşma Yağız'daki gerginliği arttırırken hislerini profesyonel bir şekilde gizleyen asker sandalyelere doğru yürümeye başladı.

Koridorun sonuna ulaşan ikili üç kişilik bankın iki ucuna otururken Melek nereden başlaması gerektiğini düşünüyordu.

Ne kadarını anlatmalıyım? Neyi saklayıp, neyi aşikar etmeliyim?

Aralarındaki sessizlik uzayıp giderken Yağız huzursuz bir şekilde kadına baktı.

"Sizi dinliyorum Melek Hanım."

"Siz ve hanım hitapları fazla resmi geliyor. Aramızda böylesine resmiyete gerek yok bence." dedi Melek bir başlangıç yapması gerektiğini düşünerek.

K.İ.T. II (İhtilal)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin