14. Bölüm- Özlenen Neşeli Gülüşler

20K 842 626
                                    

"Ninem vallahi doydum." diye mırıldandı Hilal yalvarırcasına.

"Nerene doydun kuzum? Kavanozu yarılamadın daha." diyen Seher tabağın yanındaki çorba dolu büyük kavanozu göstermişti.

"Ama bu kavanoz çoook büyük. Gerçekten doydum ninem. Bugünlük bu kadar yeter daa."

"Ayy senin daa deyişini yesinler. Al bunu da ye bakayım."

Ağzına dayatılan kaşıktaki çorbayı yutan Hilal yardım dilenircesine duvarın dibinde duran sevgilisine baktı. Kahkahasını zorlukla tutan Beyefendi'nin yardım etmeye hiç de niyeti yok gibiydi!

"Kalanını da Burak yesin mi nine? Çok zayıflamış şu birkaç günde. Sence de öyle değil mi?" dedi Hilal gözlerindeki muzipliğin aksine hüzünlü bir sesle.

Seher'in kendisine dönüşünü, korku filmlerindeki katilin kurbana yönelişi gibi izleyen Burak usulca yutkundu. Kadının yüzünde beliren tatlı gülüş gözüne oldukça şeytani gelmişti. Aslında şeytani görünen gülüş değil de kadının hevesle eline aldığı kavanozdu.

Karalahana çorbası!

Burak'ın çorbaya bakışlarını gören Salih neşeyle güldü.

"Öcü görmüş gibi bakmasana oğlum çorbaya."

"Nasıl bakmayayım? Karalahanadan çorba yapmanın mantığı nedir Allah aşkına? Dolması var mis gibi işte. Kim ne diye gitmiş bundan çorba yapmış?" diye söylendi Burak.

"29 yaşında değil de 9 yaşında bir çocuk gibi davranıyorsun Burak." dedi Salih başını iki yana sallayarak.

Omuz silken Burak mızmızlıkla konuştu.

"Ne yaa? Sevmiyorum işte. Sen seviyorsun diye ben sevmek zorunda mıyım baba?"

"Peki ben seviyorum diye?"

Hilal'in keyifli bir sesle sorduğu soruyu duyan Burak, yeşil gözlerini babasının elalarından sevgilisinin elalarına çevirdi.

"Sence?" diye sorarken genç adamın sesinde yumuşacık bir tını vardı.

Aralarındaki mesafeye rağmen Burak'ın zümrütlerindeki yoğun bakışları gören Hilal dudaklarında beliren kocaman gülümsemeyle sevdiğine bakmaya başladı. Bu bakışlar Burak'ın da dudaklarında tarifi imkansız bir gülümseme belirmesine neden olmuştu. Kısa süre sonra buna daha fazla dayanamayan Salih boğazını temizleyerek bu anlamlı bakışmayı bozdu.

"Yeni nesilde de hiç edep kalmamış." diyen adam gözlerini kısarak oğluna bakıyordu.

"Eski nesilde var mıydı acaba? Açtırma şimdi benim bayramlık ağzımı oğlum. Torunlarıma bulaşırsan tüm foyalarını ortaya çıkarırım."

Seher'in cümlesini duyan Salih Ege ağzını şaşkınlıkla açarak kadına döndü. Bu sırada Burak'ın da zevkten dört köşe bir şekilde kıs kıs güldüğünü söylemeye gerek yoktu sanırım.

"Öyle bir söyledin ki şu an kendimden şüphelenmeye başladım. Ne yapmış olabilirim ki?"

Bunun üzerine gözleri büyüyen Melek eski kocasına bir bakış atarak mırıldandı.

"Bence susmalısın."

Kadının sesinde hissettiği gülüşle afallayan Salih Ege eski karısını incelemeye başladı. 3 saat önce, omzunda ağladığı kadını terslediği andan sonra, Melek'in yüzüne bile bakmayacağından emindi fakat kadın yüzüne bakmayı geçtim geçmiş hakkında yapılan konuşmaya katılıp bir de üstüne muzip imalarda bulunuyordu.

Neden?

'Bir kere de bir şeyi sorgulamadan kendini ânın akışına bıraksan Ege? Bak herkes gülüyor, hepsinin gözleri ışıl ışıl. Kızın gerçeği öğreneli sadece saatler oldu. Üzme onu, kırma annesini. Sadece bırak akışına. Sadece bırak...'

K.İ.T. II (İhtilal)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin