0.2

1K 87 102
                                    


~Düzenlendi~

Ağrıyan başımla gözlerimi açıp yatakta dikleştim. Etrafıma baktığımda tanımadığım bir odada olduğumu fark etmemle yataktan kalkıp camın önüne gittim.

Her yer ağaçlarla kaplıydı ve sadece birkaç kilometre ötede olan orman gözüküyordu.
İleriden gelen su sesiyle rahatsız olup camdan uzaklaşıp uyuşuk adımlarla karşı taraftaki kapıya yürüdüm. Başım o kadar ağrıyorduki ayakta durmakta bile zorlanıyordum.

Elimi kapı koluna koyup yavaşça indirdiğimde araladığım kapıdan içeriye soğuk bir hava girdi.

Tamamen açtığım kapıdan çıkıp yan tarafta sırtını duvara yaslamış duran Taehyungu görmemle korkuyla geriye gittim.

Kafasını çevirip bana baktığında gözlerinin renginin değiştiğine yemin edebilirdim.

"Ne işim benim burada?"

Telaşla konuşmamla sırtını duvardan ayırıp bana yaklaştığında kıpırdayamadım.

"Yolda giderken gördüm seni bayılmıştın. Bende evini bilmediğim için buraya getirdim"

Elimi ağrıyan başıma koyup gözlerimi kapadığımda boş arabamın üzerime geldiği gözümün önüne gelince telaşla tekrar açıp yere eğildim.

Tuhaf şeyler oluyordu ama ben hiçbir şey anlamıyordum.

Ayağa kalkıp Taehyungun karşısında durduğumda gözleri arkamda bir yerdeydi.
Bir şeyler mırıldanarak çok kısa bana baktığında geri gözlerini aynı yere sabitledi.
Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki ne dediğini anlamamıştım.

"Yolun ortasında bayıldığına göre bir sorun var" hala arkaya bakarak konuştuğunda gözlerimi baktığı yere çevirdim ama kimse yoktu.

Taehyunga dönüp cevap vereceğim sırada koridorun sonunda duran boy aynasında gördüğüm arabadaki siyah bedenle nefesim kesildi.

"Ah Tanrım! Sen aklımı koru"

Sessizce mırıldandığımda gözlerini bana çevirip yüzüme baktı.

Siyah vücut bana doğru gelince korkuyla Taehyunga yaklaştım.
Kafamı çevirip arkaya baktığımda kimse yoktu ama aynadan tekrar baktığımda bana bakarak üzerime geliyordu.

Arkamda duran siyah şey elini kaldırıp ağzını açtığında kustuğu kanı görmemle çığlık attım.

"Lisa sorun ne?"

Ağlamaya başladığımda kolunu tutup aynaya çevirdim.

"Görmüyor musun? Tanrım kafayı mı yedim!"

Telaşla bana dönüp yüzümü tutup gözlerimi aynadan ayırdı.

"Sakın onunla göz teması kurma. Onu görmediğin zaman sana hiçbir şey yapamaz"

Kafamı iki yana sallayıp gözlerine baktım
"Arabayı üzerime sürdü öldürüyordu beni"

Yüzü ve tüm vücudu kasıldığında ellerini yüzümden çekti.
Koyu kahverengi gözleri siyah olurken korkudan daha fazla ağlamaya başladım.

Ben nasıl bir yere düşmüştüm. Bunların hepsi nasıl oluyordu?

Taehyung kolumdan tutup beni az önce çıktığım odaya hızla geri koyduğunda kapının önünde durup bir an yüzüme baktı.

"Önce sana zarar vermeye çalışıp sonrada benim evime mi geldi? Cehennemin en acı verici yerine göndereceğim onu"

Kendi kendine mırıldandıp kapıyı kapatmadan önce bu sefer sesini yükselterek tekrar konuştu.

THE DEVIL'S ANGEL | TAELICEWhere stories live. Discover now