Bölüm 9

2.6K 147 22
                                    

Medya -> Alex

Okula yaklaştıkça gerginlik kat sayım da artıyor ama Arya'yı daha fazla endişelendirmemek için umursamıyormuş gibi görünmeye çalışıyordum.Başından beri onlardan şüphelenmeme rağmen yanlarında hiçbir olumsuz duyguya kapılmamış rahat bir şekilde iletişimimi sürdürmüştüm ama şimdi tüm kartların açık olması içimin ürpermesine sebep oluyordu.

En azından Alec okula gelmediği için onunla her gün yüzleşmek zorunda kalmayacağım diye düşünürken gördüğüm kahveler resmen hayatın bana sen öyle san deme şekliydi.
Jacop telefonuyla oynuyor,Sam ve Victoria birbirlerine sarılmış bir şekilde sohbet ediyor,Matt heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor Alec ise arabaya yaslanmış ciddi bir yüz ifadesiyle onu dinliyordu.Arada da etrafı kolaçan etmeyi ihmâl etmiyordu.
Arya'nın da benimle aynı yöne düşünceli bir hâlde baktığını görünce inandırıcı olmasını umduğum 'her şey yoluna girecek' bakışını attım.Biz yavaşça arabadan inerken bazı gözlerin üzerimizde olduğunun farkındaydım.

Arya'ya: "Ben bir Alec'in yanına uğrayım,derste görüşürüz." diyerek Alec'e doğru yürümeye başladım.
Benim geldiğimi görünce sırtını arabadan ayırarak duruşunu düzeltti.Matt'i dinlerken takındığı ciddi yüz ifadesinden eser yoktu ve bakışları,bakışları yine dün ki gibiydi.
Derin,aynı anda hem umut dolu hem de hüzünlü.

"Günaydın." dedim kendimden emin çıkmasını umduğum ses tonumla. Alec hariç hepsi bir ağızdan selam verirken Matt'de bir yandan gözleriyle okula giren Arya'yı takip ediyordu.Alec boğazını temizleyip cevap verdi:

"Günaydın,nasılsın?" Karmaşık.

"Iyiyim,seni burada görmeyi beklemiyordum."

Bu dediğimin üzerine Victoria bir bana bir Alec'e baktıktan sonra "Hadi biz içeri girelim çocuklar,derse geç kalmayalım." diyerek okula yöneldi.

Jacop "Benim ilk saat dersim yok." cevabı üzerine Sam tarafından karnına yediği yumrukla söylene söylene yanımızdan uzaklaşırken Matt de onları takip etti.
Tüm bunlar olurken Alec bir an bile gözlerini üzerimden ayırmadı.

"Arada bir okula uğruyorum,ters bir durum olmadığından emin olmak için." O zaman şu an burada olmasının benimle bir alâkası yok,öyle mi?

"Anladım." Ufak bir sessizliğin ardından konuya girdim:

"Ben aslında seninle dün yaşananlar hakkında konuşmak istiyorum.
Öğleden sonra dersim yok eğer sen de müsaitsen..." Cümlemi tamamlayamadan heyecanla atıldı:

"Tabi tabi müsaitim."

"Tamam o zaman,görüşürüz."

"Öğlen seni almaya gelirim,görüşürüz." Alec ile vedalaşıp okula doğru ilerlerken üstüme kara bulutların çöktüğünü hissediyordum.
Az önce benimle konuşurkenki heyecanlı hâlinden yapacağım konuşmadan sonra eser kalmayacağını bilmek vicdan azabı duymama neden oluyordu ama yapabileceğim başka bir şey yok.

Ders başlamadan sınıfa yetiştiğim için rahatlarken Arya'nın meraklı bakışları eşliğinde sırama geçtim.

"Bu kadar kısa mı sürdü?" Ne ara kızardığını bilmediğim yanaklarımı ellerimle serinletmeye çalışırken cevap verdim:

"Okuldan sonra konuşacağız." En sevdiğim dersin öğretmeni olan Bay Clarke'ın sınıfa girmesiyle kafamdaki düşünceleri savuşturup önümdeki kitaba odaklandım.

Arya ile ortak olan Tarih dersinden çıkıp Biyoloji dersi için laboratuvara doğru ilerlerken bir önceki dersimizde Jacop ile aynı sırayı paylaştığım aklıma geldi.
Laboratuvara girerken geçen haftaki gibi Jacop ve Alex'in yanının boş olduğunu gördüm,bu sefer hakkımı Alex'den yana kullandım.

MÜHÜR (ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now