Bölüm 8

2.6K 166 38
                                    


Arya'nın Ağzından

Kulağıma dolan müziğin sesiyle zor da olsa gözlerimi açıp beni güzel uykumdan ayıran şeye baktım.Alarmı yanlışlıkla erken bir saate mi kurdum diye düşünürken ekranda gördüğüm isimle yatakta doğruldum.

"Annecim?"

"Kızım,uyandırdım mı seni?" esnememi bastırmaya çalışarak cevap verdim:

"Önemli değil anne zaten biraz sonra kalkacaktım." Daha alarmın çalmasına iki saat var.

"Ah,kusura bakma yavrum.Bu saat farkına bir türlü alışamadım.
Nasılsınız,her şey yolunda mı?"

Sorduğu iki sorunun da cevabını bilmiyordum.Sanki dün yaşadıklarımız bir rüya ve ben annemin çağrısıyla o rüyadan uyandım.

"İyiyim yani iyiyiz,merak etme.Okul, ev,bildiğin gibi monoton hayat." Özellikle son günlerimi tanımlayacak olsam monoton kullanacağım son kelime bile olmazdı.
"Siz nasılsınız? Babam,Asya nasıl?"
Asya benden dört yaş küçük kız kardeşim.Taşınma kararımı duyduğunda çok sinirlenmiş onu tek başına bıraktığımı söyleyerek bir süre benimle konuşmamıştı.Bu doğru değildi,her zaman fiziksel olarak yanında olamasam da ruhen onu hiçbir zaman yalnız bırakmamıştım.
Ara ara Türkiye'ye yaptığım ziyaretlerle gönlünü almayı başarsam da hâlâ bana kırgın olacak ki eskisi kadar sıcak davranmıyor,trip atmaya devam ediyordu.

"Hepimizin sağlığı yerinde çok şükür.Babanın şu sıralar işleri çok yoğun,onun stresi var üzerinde sadece.Asya da kaç gündür doğum günü için hazırlık yapıyor,pek heyecanlı.Biliyorsun özel günlere ayrı bir önem veriyor."

"Doğum günü mü?" Ah,doğru ya! Haftaya Asya'nın doğum günü vardı.Normalde özel günleri asla unutmam ama son yaşanan olaylardan dolayı tamamen aklımdan çıkmış.

"Kızım unuttun mu? Ben de bir sürpriz yapıp gelirsin diye düşünmüştüm,özledik." Ben de onları çok özlemiştim hem bir süreliğine buradan uzaklaşmak fikri de çok cazip geldi.

"Olur annecim ayarlamaya çalışacağım." Aklıma gelen fikirle sordum:

"Anne bak ne diyeceğim,haftaya siz buraya gelseniz daha sonra Asya'nın doğum günü partisi için birlikte dönsek olur mu? Hem Güneş'i de görmüş olursunuz." Kısa bir sessizliğin ardından:

"Aslında fena fikir değil.Ben Asya'ya da sorup seni haberdar ederim annecim.Hadi kapatıyorum,uykunu yeterince böldüm.Öpüyorum çok,Güneş'e selamlarımı ilet."

"İletirim annecim,ben de öpüyorum hepinizi.Haberleşiriz."

Telefonu kapattıktan sonra tekrardan uykuya dalabilmek umuduyla yastığıma sarıldım ama gözümü kapattığım an gördüğüm görüntüler tüm umutlarımı boşa çıkardı.Artık uyumamın hiçbir türlü mümkün olmadığını anlayınca yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim.Teyzem her zaman böyle durumlarda ılık bir duşun çok iyi geleceğini söylerdi acaba bu olayların başımıza geleceğini bilse yine de bizi bu kasabaya yönlendirir miydi? En kısa sürede neden burayı ısrarla önerdiğini sormayı kafama not ederek kendimi suyun akışına bıraktım.

Matt'in koca bir kurda dönüştüğü an gözümün önünden gitmiyordu.
Güneş'in söylediklerinde haklı çıkıp onların kurt adam olmasına mı,kurt adam denilen mitolojik yaratıkların gerçekten var olmasına mı yoksa iki kurt adamın en yakın arkadaşım ve bana mühürlenmesine mi şaşırayım,bilmiyorum.

Güneş bana Matt hakkındaki düşüncesini söylediğinde böyle bir şeyin gerçek olma ihtimali aklımın ucundan bile geçmedi.Onun mitolojiye ne kadar meraklı olduğunu ve sürekli fantastik filmler izleyip, kitaplar okuduğunu bildiğim için bir şekilde aklının karıştığını düşünmüştüm ama ne kadar teorisi doğrulanmış olsa da olanları bu kadar soğukkanlılıkla karşılaması beni hem hayrete düşürüyor hem de kendisine hayran bırakıyordu.Onun fikirleri her zaman daha netti ve değişen koşullar karşısında daha dik bir duruş sergileyebiliyordu belki de başka seçeneği olmadığı için böyle bilmiyorum ama ben hiçbir zaman onun kadar sakin olamadım veya keskin köşelerim olmadı.Eminim ki bu konuda da benim aksime ne yapacağını çok iyi biliyordur.

MÜHÜR (ARA VERİLDİ)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu