Final

1.4K 100 97
                                    

2- Yıl sonra; Minho'nun Anlatımı

Saate baktığımda sabaha karşı altı olduğunu görmüştüm. Uyku tutmamıştı. Yanımdaki eşime bakmıştım. Yorganı iyice kendine çekmiş ve minik elleriyle yorganı sıkmış uyuyordu. Ona gülümsedim ve saçlarına onun gibi minik bir öpücük bıraktım ardından dikkat ederek yataktan kalktım ve balkona adımladım.

Balkona çıktığımda koltuğa oturmuş ve bir sigara yakmıştım. Jisung ile bu konuyu halletmiştik arada içiyordum ve o da bana bir şey demiyordu.

Kafam bu ara yorgundu hatta ikimizinde çok yorgundu. Bebek istiyorduk ve bunun için yetimhaneye başvurmuştuk. Ordan haber bekliyorduk ama günlerdir gelmiyordu.

Jisung fazla yorulmuştu kafasına çok takıyordu. Hatta dün gece bu yüzden ağlamıştı minik bebeğim. O ağladıkça ve üzüldükçe canım çok yanıyordu. Bu bebeğin bize gelmesini ikimizde çok istiyorduk. Evleneli daha 1,5 yıl olmuştu ve evlendiğimiz zamandan beri hep bebek hayali kurmuştu Jisung.

Sigaramı son kez dudaklarıma götürmüş ve son kez içime çekmiştim. Biten sigarayı söndürürken kapının açıldığını duymuştum. Kafamı çevirdiğimde Jisung yorganını kendine sarmış kapıdan bana bakıyordu. Ona gülümsemiştim ve yanıma gelmesini işaret etmiştim.

Yanıma gelince kendime doğru çekmiş ve kucağıma oturmasını sağlamıştım. Kollarımı ince beline dolamış ardından kokusunu çekmiştim içime.

Jisung kollarımın arasındayken kendimi her zamankinden daha fazla huzurlu hissediyordum.

"Kaç tane içtin?" uykulu sesiyle mırıldanmıştı.

"Sadece bir tane bebeğim sana söz verdiğim gibi." demiştim. Bir şeyler mırıldanmış ve göğüsüme sırnaşmıştı iyice. Kollarımı iyice beline sarmıştım. Tıpkı bir bebek gibiydi, birde bebeğimiz olsun istiyordu.

"Hyung..." demişti uykulu sesiyle.

"Efendim sevgilim?" demiştim.

"S-sence bugün haber gelir mi?" demişti titrek sesiyle.

"Bebeğim şimdi bunu düşünme." demiştim iç çekerek. Çünkü bunu düşündükçe yıpratıyordu kendini.

Korkuyordum ya haber gelmezse ya bize bebek vermezlerse diye. İkimizinde hayalleri vardı bebekle ilgili eğer bebek bize çıkmazsa en çok üzülen Jisung olurdu. Ben bir yandan idare edebilirdim üzüntümü ama Jisung bunu yapamazdı. Duygusal bir yapıya sahip o.

Jisung birden yatar konumdan kalkarak yorganı kenara atmış ve bir ayağını diğer tarafa diğer ayağını diğer tarafa atarak kucağıma oturmuş gözlerimizin birleşmesine sebep olmuştu. Ellerimi pijamasından içeri sokmuş ve tenini okşamaya başlamıştım.

"Bebeğimiz olsun is-istiyorum." demişti gözlerime bakarken.

"Bende çok istiyorum güzelim."

"Ama bize haber vermiyorlar..." demişti. İşte yine dolmuştu gözleri. Aklından ne geçiyordu hiç bir fikrim yok ama o aklındaki düşüncelerle kendini daha çok yoruyordu.

"Şşş bebeğim." demiştim. Boynuna sardığı kollarını sıkılaştırarak sarılmıştı bana.

"Sevgilim lütfen ağlama..." iyice sarmıştı kollarını bana hıçkırıkları kesilmiyordu bu sıralar. Beline iyice sarılarak ayağa kalkmış ve odamıza adımlamıştım. İlk Jisung'u yatağa yatırmış ardından balkon kapısını kapatıp yanına gitmiştim.

Yanına gittiğimde bana sokulmuş ve tişörtümü sıkarak ağlamaya devam etmişti. Kendime çekmiş ve ağlamasına izin vermiştim. Ağlama demek istemiyordum bu sefer içine atıyor bu onu daha kötü yapıyordu. Karanlık odayı sadece Jisung'un hıçkırıkları kaplıyordu. Çok geçmeden Jisung'un hıçkırıkları durmaya ve nefesi düzene girmeye başlamıştı. Ona doğru baktığımda uyuduğunu görmüştüm. Hâlâ yumruk yaptığı elleri tişörtümü sıkıyordu. Gülümsemiş ve saçlarına öpücük bırakıp bende gözlerimi kapatmış ve uykuya dalmıştım

ICE AMERICANO [minsung]Where stories live. Discover now