❄️

460 52 113
                                    


Tadashi dün akşamdan beri çektiği baş ağrısının uyandığında da geçmemiş olduğunu fark edince çok sinirlenmişti. Ayrıca zor nefes alıyordu, bunun yeni uyanmasından dolayı olduğunu düşünerek göz ardı etti ve yorganı üzerinden attı. Çok üşüyordu yine ama yatakta oyalanamazdı o yüzden kendine hiç izin vermeyerek hemen kalkmıştı.

Giyinmiş, bir şeyler yemiş ve Kei'ye mesaj atmıştı hazır olduğuna dair. O da aynısını yazınca montuna uzandı hemen. Üstündekiler çok kalın olduğundan dolayı zor olmuştu giymesi. Fark ettiğinde kıyafetlerine kesin bir laf edecekti Kei, ama donmak istemediğinden dolayı giymişti işte.

Üç yan evden çıkan arkadaşına bakıp gülümsedi ve o yanına yaklaştığında "Günaydın." dedi neşeyle. Yorgun hissetmesine rağmen sesini enerjik göstermeye dikkat etmişti çünkü böyle olmadığında Kei hemen endişelenirdi bir şey mi oldu diye.

"Günaydın. Yüzünde güller açıyor yine." derken hafifçe gülmüştü o da. Gülümsediği tek tük insan vardı, tabii ki onlardan biri de Tadashi'ydi.

"Seni gördüm ya." diyerek kıkırdadığında Kei birkaç saniye yüzüne baktı tatlılığından dolayı. Sonra yürümeye başlamışlardı.

"Ağrı kesicin var mı?"

"Yanımda yok, hemen eve dönüp almamı ister misin?"

"Birlikte dönelim."

"Tamam. Başın mı ağrıyor?"

"Hm hm. Akşamdan beri böyle, evde ilaç bulamadım."

"Söylesen getirirdim." demesi Tadashi'yi gülümsetmişti. Bir şey söylemeden çocuğun yanında yürümeye devam etti.

"Sen yine titriyor musun?" diye endişeyle fısıldayan arkadaşına döndü Tadashi. Fark ettirmemek için uğraşsa da başaramamıştı belli ki.

"Hayır." derken vücudunu sıktı durdurmak için. 

"Emin misin? Öyle görünüyordu."

"Hayır iyiyim."

Elleri soğuk olduğundan dolayı çocuğun ateşine bakamıyordu Kei. Teneffüs olunca bakabilirdi, ona da çok kalmamıştı. O yüzden üstelemedi ve önüne döndü. Onun bu kadar ateşlenmesi endişelenmesine neden oluyordu.

Zil çaldığı an Kei hemen kalkıp Tadashi'nin önüne geçti ve bir anda eğilip dudaklarını çocuğun alnına bastırdı. Tadashi buna şok olduğundan dolayı zaten kızarık olan yanakları biraz daha kızarırken Kei kaşlarını çatıp geri çekilmişti.

"Yine ateşin var."

"S-sana öyle gelmiştir, iyiyim ben."

"Tadashi bana hiç iyiymişsin gibi gelmiyor. Hadi gel revire gidelim bir baksınlar, olur mu?"

"Gerek yok ki."

"Öyleyse de en azından içim rahatlasın Tadashi."

"Tamam, gidelim."


Birkaç dakika geçmeden revire geldiklerinde Kei kadına bir şeyler söylemiş, kadın da Tadashi'yi muayene etmeye başlamıştı. Şimdi titrediği gerçekten belli olduğu için Kei de emin olmuştu gördüğünden.

"Ne zamandır ateşi çıkıyor demiştin?" diye sordu kadın Kei'ye dönerken.

"Bir haftadır neredeyse her gün böyle oluyor. Daha öncesinde de oluyordu ama böyle sık değildi. Yani en azından her gün değildi."

Tekrar Tadashi'ye dönüp kontrole devam ederken bu sefer de ona sormuştu. "Tadashi, öksürüğün var mı?"

"Evet."

"Ya mide bulantın?"

"Şey, gün içinde oluyor ama çok önemsemiyorum geçiyor diye."

"Balgamın var mı?"

"Şey..biraz."

"Halsizlik ve baş ağrısı?"

"Birkaç gündür sürekli ağrıyor aslında, sadece dün gündüz geçmişti ama sonra tekrar başladı; yani akşamdan beri ağrıyor. Halsizliğim de var bir süredir.."

"Pekala. Bak, korkutmak istemem ama zatürre belirtilerin var. Nefesin hırıltılı, hem de belli ki zor alıyorsun. Diğer sorduklarım ve cevapların da buna yatkın. Çok geç olmadan bir hastaneye git tamam mı? Şimdi sana ateş düşürücü ve ağrı kesici vereceğim. Ayrıca izin  yazacağım eve gitmen için." demesinin ardından Kei hemen "Bana da yazabilir misiniz?"

"Yazarım."

Kadın bunu yaparken Kei Tadashi'ye dönüp "Anneni çağıralım." diye mırıldandığında çocuk hemen telefonunu çıkardı ve annesinin numarasına basıp kulağına koydu telefonu. O konuşurken kadın da yazmayı bitirmişti.

"Gidebilirsiniz." 

Kei kağıtları alıp teşekkür ettikten sonra Tadashi'yi beklemiş ve ikisi birden çıkmıştı odadan. Tadashi derin bir nefes alıp "Tsukki..korktum ben biraz." dediği an Kei ona dönmüştü. "Hayır hayır korkma. Bak anneni çağırdık, bizi hastaneye götürecek hemen. Orada kontrol edecekler seni, bir şeyin varsa da iyileştirecekler. Korkacak bir şey yok, tamam mı?"

"Ta-tamam.."

"Sen beni kapıda bekle, bunu müdüre verip eşyalarımızı alacağım." 

Arkasını dönüp gidecekken Tadashi yine konuştuğu için durmuştu. "Sana bir şey bulaştırdıysam.."

"Benim bir şeyim yok. Senin de olduğu kesin değil. İçin rahat edecekse yine kontrol ettiririz tamam mı?"

"Tamam.."


Hızlı giriş

saudade || TsukiYamaWhere stories live. Discover now