6-Rozalin

18.6K 1.6K 460
                                    

Yarı uykulu, yarı uyanık bir şekilde sabahı getirmeyi başarmıştım. Kan çanağına dönen gözlerim ve içimi kasıp kavuran kasvetli ruh halimle mutfağa gidip ayılmak için bir kahve yaptım kendime. Hemen sonra giyinip mektubu alarak evden çıktım.

Abimin beni duyduğunu biliyordum. Tıpkı tüm gece kapımda olduğunu bildiğim gibi.. Nereden mi? Sayıklayarak kendi sesime her uyandığımda, başucumda beni bekleyen sudan elbette.

Acımı yaşamama izin vermesi, beni sıkıştırmaması bize öğretilen basit şeylerden biriydi. O da hem komutanlığını hem de ağabeyliğini bu şekilde yerine getiriyordu işte. Doğru olan buydu.

Arabama binip yola çıkacakken Çağan kapıyı açıp yolcu koltuğuna yerleşti ve kemerini bağladı. Hiçbir şey sormadım. O da hiçbir şey söylemedi.

İki saat süren yolculuğumuzun ardından Rıza'nın köyüne vardığımızda, aracı evlerinin önüne park edip direksiyona başımı yaslayarak öylece bekledim. Boğazımda hissettiğim yumruyu gidermek için defalarca yutkunduğumun farkında bile değildim.

"Benim.." dedim çok sonra.

"Benim söyleyecek hiçbir sözüm yok ki." dedim, çatallaşmış sesimle.

Çağan arabadan indi ve kapımı açıp elimi kavradı. İlk kez kendimi sorgusuzca ona bıraktım ve arabadan inerek beni sürüklemesine izin verdim. Kapıyı çalmak için kaldırdığı elini tutup durdurduğumda burukça gülümsedi ve saçlarımı sevip alnıma bir öpücük kondurdu.

"Yanındayım." dedi fısıldayarak.

Kim bilir kaç kez çalmıştı bu kapıyı Rıza? Kaç kez açıp sağ sağlim geldi diye şükretmişti ailesi? Ben bunları düşünürken küçük bir kız çocuğu araladı kapıyı. Rıza'nın bir türlü dilinden düşürmediği dünyalar güzeli kızıydı karşımdaki.. Cebinden çıkardığı fotoğrafını öpüp koklamadan hiçbir operasyona başlamadığı kızı.. İyi ama biz henüz çalmamıştık bile kapıyı. Hazırlıksızdım. Hazırlık yapmamıştım. Ne diyecektim şimdi?

"Selam güzellik." dedi Çağan, onunla aynı boya gelmek için eğilerek.

"Siz kimsiniz?" dedi kız kaşlarını çatıp.

"Rozalin, kimdir konuştuğun?" dedi yaşlı bir kadın, elinde bastonuyla bize doğru gelirken.

"Birileri var kapımızda babaanne." dedi küçük kız. Kadının gözleri öfkeye bürünürken kızı ardına çekti.

"Kimsiniz siz? Rozalin, içeri geç numarayı çevir." dedi kendince sessiz olduğunu sanarak.

"Askeriz biz teyzeciğim. Rıza'nın arkadaşlarıyız." dedi Çağan. Kadının gözlerine çöken hüzün, bana dünyayı mümkünmüş gibi daha da dar etmişti.

"Babamın arkadaşı mısınız siz? O nerede? Yoksa geldi mi? Bak babaanne, ben söylemiştim sana. Babam bana veda etmeden gitmez demiştim!" dedi küçük kız içeri gitmekten vazgeçip bize doğru koşarak. Dolan gözlerimi gizlemek için başımı hafifçe öne eğdiğimde kadın, küçük kızı bir kez daha ardına çekti ve önüme dikildi.

"Sakın.." dedi sonra çenemi kavrayarak.

"Sakın eğmeyesin o başını. Daha da dağlamayasın ciğerimi." dedi acı ve öfkenin harmanlandığı sesiyle.

"Ben.. Rıza'nın bir emanetini getirdim size." dedim elimi cebime atarak.

"Rüya Komutan mısın sen?" dedi kadın şaşkınlıkla. Başımı onaylarcasına salladığımda kadın gözyaşlarına inat gülümsedi.

"Zakkum'sun! Biliyorum ben seni! Babam anlattı hep bana." dedi küçük kız. Sonra elimi kavradı.

"Gel hadi, gelsene evimize." dedi hevesle. Yaşlı kadın da kenara çekilip geçmemiz için bize alan tanıyınca Çağan hafifçe sırtıma dokundu.

ZakkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin