Birbirimizin hayatında olmasaydık hepimiz boktan herifler olacaktık.

Magsimula sa umpisa
                                    

"Sorun bu mu?" demişti Seungmin.

"Hayır bu olsa sence sorun yapar mıyım? Önceden yaşanmış bitmiş derim ki öyle demiştim taa ki Mina o gece bana mesaj atana kadar. Zor bir durumda olduğunu ve yanına gidip gidemeyeceğimi sordu. İlk başta tabiki red ettim ama ısrar etti ve bende önemli bir şeydir başı sıkıntıdadır belki dedim ardından gittim ama keşke gitmeseydim öğrenmeseydim o gece bazı şeyleri."

"Neyi öğrendin ki? Devam et dostum." demiştim sakince.

"Mina o gece korunmadığımızı ve ha-" lafı kesilmiş ve araya Bangchan girmişti.

"Ben senin beynine sokayım aptal herif." demişti Bnagchan ayağa kalkarken.

"Hani yargılama yoktu zaten yeterince kötü durumdayım Chan bir de sen şu an kafamı sikme." demişti Minho.

"Peki sen ne dedin?" demişti Seungmin.

"Ne diyeceğim aldırmasını söyledim ve o da istemediğini söyledi. Ardından para teklif ettim ve başka ülkeye gitmesini söyledim onu da kabul etmedi." demişti ve devam etmişti. "Bunları ona teklif etmem adice evet ama Jisung varken o çocuğa babalık yapamam ki Mina zaten Jisung'u sevmiyor illa bir yolunu bulup bizi ayıracaktı bende bu yolu seçtim onu sik gibi bıraktım ortada."

"Minho..." demiştim ve iç çekmiştim sinirle.

"Dostum bak seni yargılamak gerçekten istemiyoruz ki zaten yargılayamayız ama bu doğru bir şey değil hem Jisung'a hem de Minaya bunları yapman doğru değil. Evet Mina bir yolunu bulacaktı belki ama sizin aşkınız var ortada bunun yıkılmasına izin vermezdiniz. Minaya gelirsek ona acımam acımıyorum ama o bebek senin de bebeğin. Minho babasız büyümek nasıl bir şey iyi biliyorum ve nasıl sikik bir his olduğunuda çok iyi biliyorum. O yüzden lafın kısası git Jisung'a açıklama yap ve Minayla bir anlaşma yap. Aşkını bırakma ve bir çocuğun babası olmadan büyümesine izin verme." demişti Seungmin.

Ardından Minho'nun omzuna kolunu atmış ve kendine çekip sarılmıştı ona. Bende yerimden kalkıp onların üzerine atlamıştım resmen ama sarılmıştım. Bangchan hâlâ Minhoya sinirle bakıyordu.

"Bakma bana öyle. Jisung'u asla üzmek istemeyeceğimi biliyorsunuz. Onun tek bir saç teline zarar gelsin istemem. Söz her şeyi düzeltmek için elimden geleni yapacağım." demişti Minho gözlerinin dolmasını engellemeye çalışırken.

"Her şeyi düzeltmeye çalışmayacaksın Minho. Düzelteceksin. Bak Jisung burda herkesten önce bana emanet bayan Jung ve Tini içinizde en büyük benim diye onu bana güvenerek burda bıraktı bunu hatırlatırım. O yüzden her şeyi bir şekilde yoluna sokacaksın ve bir daha Jisung'u üzmeyeceksin." demişti tehditkâr ses tonuyla.

"Söz dostum." demişti ve ardından Bangchan gülümsemiş ve yanımıza gelerek sarılmışı o da bize.

Biz böyleydik birbirimize ne kadar kızarsak kızalım, ne kadar birbirimize küfür edersek edelim eninde sonunda affediyorduk birbirimizi.

Hatalarımız çoktu her yönden. En basitlerinden biriydi belki Bangchan'ın Minho'ya yüklenmesi. Ne hatalarımız ne bokluklarımız vardı ama dediğim gibi birbirimize küs kalamıyorduk.

Gerçek dostluk bu değil midir zaten?

Size soruyorum gerçek arkadaşlık ne sizce?

ICE AMERICANO [minsung]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon