"Önemli bir şey miydi?"

Derin bir nefes alıp gürültüyle bıraktı. Sessiz kaldığında dönüp yüzüne baktım. Öylece bana bakıyordu.

"Şirketle ilgili..."

"Eğer gitmen gerekiyorsa-"

"Burada kalmam gerekiyor."

Beni kendine çekmesine izin verdim ve bende ona sıkıca sarıldım. Nefeslerimi onun nefeslerine uydurdum. Yavaşça saçlarımı karıştıran eliyle gözlerim kapanmıştı bile.

"Her zaman yanında kalmam gerekiyor."

Kısık sesle söylediğinde kaşlarım çatılmıştı.

"Jungkook bir şey mi var?"

"Hayır sevgilim."

Geriye çekilip yüzüne baktım. Gülümseyip burnuma bir öpücük bıraktı.

"Beni az önce yere serdiğine göre bugün bu kadar çalışmak yeter bence."

Tekrar sıkıca sarıldım ona. "O zaman böyle kalalım." diye mırıldandım.

Dakikalarca o şekilde yattık. Tek kelime konuşmadan, sadece nefeslerimizin sesini dinleyerek... Bir sorun olduğunu hissedebiliyordum. Bir şey yok demişti ama gözlerindeki sıkıntıyı görebilirdim. Benden saklayamazdı. Benimde ondan saklayamadığım gibi... Elimden bir şey gelmezdi. İşle ilgili bir şey olduğu için yapabileceğim bir şey yoktu. Ona ancak böyle bir sarılma verebilirdim.

"Seni boğuyor muyum?"

"Kesinlikle şikayetim yok. Ne kadar güçlüymüşsünüz siz böyle?"

Gülümsüyordu. Göremiyor olsam bile bunu sesinden duyabilirdim. Onun yüzünde endişe ya da üzüntü görmekten nefret ediyordum. Şimdi gülümsediğini bilmek bana küçük bir rahatlama vermişti.

"O kadar ağırlık kaldırdım. Normal değil mi?"

Beni iyice kendine çekip sırt üstü döndüğünde başım göğsünün üzerindeydi. Sessizdi ve bu giderek daha fazla can sıkıcı oluyordu.

Doğrulup yüzüne baktım.

"Büyük bir anlaşma filan mı kaybettin? İnşaatınız mı çöktü? İhale yüzünden tehdit mesajları mı alıyorsun?"

"Vay canına, bizim iş hakkında oldukça bilgilisin." Küçük bir kahkaha attı. "Önemli bir şey değil bebeğim." dedi sonra.

Tekrar başımı göğsüne bıraktım. "Neşen kaçtı." diye homurdandım.

"Şirketle ilgili her şey benim keyfimi kaçırır."

Derin bir nefes alıp hafifçe karnına vurdum. Hoşnutsuz bir şekilde homurdanmıştı.

"Gücünü benim üzerimde denemekte ısrarcısın yani?"

"Hocam beni kandırıyor gibi hissediyorum çünkü."

Hızlı bir hareketle beni sırt üstü çevirdiğinde şaşırmıştım. Bir süre öylece yüzüme baktı. Bacağının birini bacaklarımın üzerine atmıştı ve dirseğiyle yerden destek almış başını avucuna yaslamıştı. Yavaşça yüzüme dokundu sonra, dudaklarımın üzerinde küçük bir tura çıkmıştı baş parmağı.

"Bana güveniyorsun değil mi?"

"Güveniyorum." dedim tereddüt etmeden.

"Ne olursa olsun bana güveniyor musun?"

Öyle ciddi bakıyordu ki cevap vermek istemiyordum. Arkasından gelecek olan şeyden korkuyordum.

"Güveniyorum sevgilim." Kısık sesle söylediğimde gülümsemişti.

Kirletme HayallerimiWhere stories live. Discover now