27. Bölüm

1.8K 165 62
                                    

-Şans-

*Çin*

"Bana direnç göstermezsen ne anlamı kalıyor ki?!"

"Seni zorlamak isteme-"

"Dün canıma okuyan adam mı söylüyor bunu? Güldürme beni! O kadar çalıştık bir anlamı olsun."

Kaşlarını çatıp bir süre yüzüme baktı. Sözde bana birilerini nasıl etkisiz hale getireceğimi gösteriyordu ama kesinlikle karşımda bir heykel gibi duruyordu ve ben onu düşürmek için hamle yaptığımda hiç zorlanmıyordum çünkü Jungkook kendini yere atıyordu.

"Tamam, şimdi dene."

Ayağa kalkıp tekrar karşıma geçtiğinde derin bir nefes aldım.

"Yine aynı şeyi yaparsan-"

"Yapmayacağım." İki elini de kaldırıp söylediğinde sırıtıyordu. Tekrar omzundan yakalayıp ayağına çelme vurduğumda kesinlikle bana boyun vermemişti.

"Nasıl gidiyor?"

"Sence yapamaz mıyım yani?"

"Yapabilecek gibi görünmüyorsun."

Biraz daha güç kullanıp onu bu kez gerçekten yere serdiğimde şaşkınca gözlerini açmış yüzüme bakıyordu.

"Vay canına..."

"Ne demiştin?"

Küçük bir kahkaha atıp saçlarımı karıştırdı.

"Bir şey dediğimi hatırlamıyorum."

"Efendim."

Daehyun'un sesini duyduğumda geriye çekilmiştim. Jungkook doğrulup oturduğunda adamı eğilip bir selam verdi.

"Özür dilerim ama acil bir telefon var."

Jungkook ayağa kalkıp bana "Birazdan geliyorum." dedi ve salondan çıktı. Daehyun'da onun arkasından bana küçük bir selam verip çıkmıştı.

Kendimi minderin üzerine atıp biraz soluklandım. Bugün düne nazaran yorulmamıştım. Sabah kahvaltı yapmıştık ve sonra Daehyun gelmişti. İkisi yaklaşık bir saat ortadan kaybolduğunda bende televizyon izlemiştim ve sonra Jungkook "Hadi başlıyoruz." deyip beni aşağı indirmişti.

Akşam söyledikleri geliyordu sürekli aklıma. Fazla hissediyordum sonra. Bu kadarı fazlaydı. Korkumu alevlendiriyordu çünkü. Onu ne kadar fazla seversem o kadar fazla korkuyordum. Ne kadar büyük bir şeyin varsa sakladığın, işler kötüleştiğinde kaybın da o kadar büyük olurdu. Bunu düşünmek istemiyordum. Kötü şeyleri aklıma getirmemeye çalışıyordum ama her zaman iyi şeyler olmazdı. Benim çok parlak günlerim yoktu, şimdi bu kadar mutlu olmak beni korkutuyordu.

Elimde hiçbir şey yoktu benim Jungkook'a gelirken. Bir enkazdan farksızdım. O önce beni yıkıntılarımdan kurtarmıştı. Şimdi benim için yeni şeylerin her birine yer vardı. Mutluluğa, kızgınlığa, kıskançlığa, sevilmeye... Yeni bir şehir kurmak gibiydi aslında. Savaştan geriye kalanları silmek kolay değildi. Savaşta verdiğin kayıplar geri gelmezdi. Hiçbir şeyi eski yerine koyamazdın. Jungkook bana her kaybım için yeni bir mutluluk verdi, bütün boşluklarımı "Ben yanındayım." diyerek doldurdu. Şimdi o şehrin savaştan sağ çıkan sakinleri korkuyordu. Tekrar mağlup olmaktan, tekrar yalnız kalmaktan...

"Uyuyor musun?"

Dudaklarıma bir öpücük bıraktığında gözlerimi açmıştım.

"Yine yakalandım." dedi de kıkırdayıp o da yanıma uzandı.

Kirletme HayallerimiWhere stories live. Discover now