53.Bölüm

48K 2.1K 1.2K
                                    


AKREP ailesinin daha da büyümesini istiyor musunuz?
Daha da büyüyüp kocaman bir aile olmak için profilimi takip edebilirsiniz.

Yolumuz bu platformda daha uzun olacak inşallah.

Başka kitaplarımda da buluşacağız inşallah.

AKREP'in bitmesine az kaldı. Ondan sonra ÖLÜ YA DA DİRİ'yi yazacağım. Birinci bölümden itibaren düzenlenmiş bir şekilde yazacağım. ÖLÜ YA DA DİRİ'yi okumuş olanlar hafızasından silsin. Çünkü daha güzel ve daha akıcı bir ÖLÜ YA DA DİRİ'yle karşınızda olacağım. O zamana dek kendinize iyi bakın.

Bol oy ve yorum bekliyorum.

Bol oy ve yorum bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar...

Tepede parlayan güneş, direk gözlerime temas ediyordu. Koltukta yan dönüp bacaklarımı uzatıp sırtımı koltuğun kolluklarına yasladım. Elimi iyice büyümüş karnıma koydum. Bebeğimiz yedi buçuk aylık olmuştu. Hastaneye yakın evimize taşınmıştık. Bu evi daha çok sevmiş ve beğenmiştim. Bu ev daha samimi geliyordu bana.
İlkbahar mevsimini yarılamış yaz mevsimine iyice yaklaşmıştık. Havalar ısınmış çok güzel bir bahar havası oluşmuştu yeryüzünde. Bahçedeki çoğu ağaçlar çiçek açmıştı. Karnım büyüdüğü için bir iki haftadır okula gitmiyordum. Sadece vizeler için okula gidecektim. Okulumu dondurmaktan vazgeçmiştim. Kesinlikle Asaf istediği için değil ben istediğim için. Okulların kapanmasına bir buçuk ay falan kalmıştı. Bu bir buçuk ayı dondurup, okula gittiğim günlerimi çöp etmek istemiyordum.

Bu iki hafta okula gitmediğim için Özgeler beni özlediğini söyleyerek beni ziyarete geliyordu. Bende iki kere falan gitmiştim. Evde çok sıkılıyordum. Bu bir buçuk ayı evde nasıl geçireceğimi düşünüyordum...

Arya okula gidiyordu. Asaf ise şirkete gidiyordu. Nergis ve Merve okula giderken Aysun ve Nursel Teyze'de ev işleriyle uğraşıyordu. Anlayacağınız tek başıma kalmıştım. Tek başıma dışarı çıkmakta istemiyordum. Korumalarla birlikte bir kez dışarı çıkıp gezmiştim. Ve o gün çıktığıma bin pişman olmuştum. Korumalardan hiç biri hiç bir şekilde benimle konuşmuyordu. Ben bir sohbet açmaya çalıştıkça başlarını daha da eğerek yerlerinde büzülüyorlardı. O gün Asaf onları nasıl korkutmuşsa Bekir bile uzağında durmuş sorularımı cevaplamaya korkuyor gibi davranmıştı.

Asaf birazdan gelirdi herhalde. Eve daha da erken gelmeye başlamıştı. Beni evde bırakmak istemediği sabahları şirkete giderken gözlerinden okunuyordu. Benim evdeki merdivenleri kullanmamı yasaklamıştı. Ben evin içindeki asansörü kullanıyordum üst kata çıkıp inmek için.

Sehpanın üzerindeki telefonumu elime alıp saate baktım. Saat üçtü. Ve Asaf hâlâ yoktu. Her gün en geç iki buçukta gelirdi. Yarım saat gecikmişti. En iyisi arayıp nerede kaldığını öğrenmekti.
'My love' yazan noktaya baş parmağımı dokundurup kulağıma dayadım telefonu.

AKREP (YERALTI KRALI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin