SÖK AT KALBİNİ

35.4K 931 5
                                    

     Telaşla ve heyecanla hazırlandım,kahvaltı yaptım.Hızlıca arabayı sürdüm.Acaba bugün alçak herifle karşılaşacak mıydım? Telefonda sadece Levent Altun’la görüşeceksin demişlerdi Ben yinede kendimi buna hazırlıyordum.Otele vardığımda yine aynı şeyleri hissettim.Gözümü kapattığımda yirmi yaşındaki Yağmur’u görüyordum.O yıllara,saflığa,temizliğe geri dönmeyi  çok isterdim.Şimdiyse kirliydim…eskiden ne kadar beyazsam şimdi bir o kadar siyahtım.Anneme tüm bu olanları anlatamamıştım yıllardır.Hiçbir şeyden habersiz, temiz kızım,saf kızım diyordu bana.Bense aşık olduğu adamın kollarında kirlenmiştim…Levent bey’in odasına ikinci kata çıktım.Kapıda müdür karşıladı.İçeri girip Levent beyle tokalaştım.Güler yüzlü ve sıcakkanlı görünüyordu.Yinede Altunlar’a güven olmazdı.Malum birinden kazık yiyince hepsinden korkulurdu.Orta boylu,ellilerinin sonunda yaşlı bir adamdı ama takım elbisesiyle şık ve fit görünüyordu.Yüzüne dikkatlice baktığımda kalbim sıkışmıştı.Serdar babasının kopyasıydı.Çene hatları,dudakları ve gözleri…aynısıydı.

‘Hoşgeldiniz hanımefendi. Bir şey içmek ister misiniz?’ dedi.

‘Merhaba,teşekkür ederim,bir çay alabilirim.’dedim gösterdiği yere otururken.Telefonla üç çay istedi.

‘Yağmur hanım CV’nize bende baktım.Gerçekten başarılı bir stajınız ve davalarınız olmuş.Müdürümüz sizden çok bahsetti.Birazdan sizi yeni ortağımızla da tanıştıracağım.’dedi .

‘Yani işe alındımı mı efendim?’dedim şaşkınlıkla.

‘Evet tabiî ki,bir süre birbirimizi tanıyalım,umarım ailemizle iyi bir uyum sağlarsınız.’dedi.Tabi sizin yüreksiz oğlunuzla çok iyi anlaşacağım dedim içimden ve sırıttım.

‘Elbette efendim.Umarım iyi işler çıkarırız.’ Dedim.Kapı çaldı ve bir seksen beş boylarında kumral,açık kahverengi gözleri ve yanık teniyle ışık saçan takım elbiseli bir adam girdi.Muhtemelen Serdar’la aynı yaşlarda biriydi.Yakışıklıydı açıkçası ,karizmatik ve samimi görünüyordu.Bana kısa bir bakış attıktan sonra Levent beyle tokalaştı.

‘Tolga seni Yağmur hanımla tanıştırayım,yeni avukatımız olur kendisi.’dedi bana dönerek ve gülümsedi.Tokalaşırken adamın beni süzdüğünü fark etmiştim. ‘Yakışıklısın ama umurumda değilsin canım,kimse umurumda değil!!’dedim kendi kendime.Çaylarımızı içip sohbet ettik.Kimse Serdar’dan bahsetmiyordu.Anlaşılan bugünde onu görmeyecektim.Zaten buna hazır mıydım,bilemiyordum.Akşam sekize kadar çalıştıktan sonra  asansöre yöneldim ancak o oda gözüme ilişti.Kapısı aralıktı ve içeriden temizlikçi bir bayan çıktı.Yanaştım ve o fark etmeden içeri sızdım.Oda hiç değişmemişti,tıpkı altı yıl önceki gibiydi.Yatak odasına yöneldim.Valizler vardı dolabın yanında.Bir bilgisayar çantası kitaplığın yanındaki koltuğa konulmuştu.Eşyasızdı şimdilik.Henüz yerleşmemişti anlaşılan.Yatağa baktım sessizce.Beni ilk yatağa atışını ama istediğini alamayışını hatırladım.Sonra bana sarılıp uyuduğu o akşamı.Gözlerim doldu aniden,yutkundum.Ağlamayacaktım.İntikam yemini ettiğimde bu şerefsiz adam için bir daha asla gözyaşı dökmeyeceğime söz vermiştim.Neden hala kalbim deli gibi atıyor bu odada?Neden benim için sıradan bir oda olamadı hala?Banyoya yöneldiğimde krem ve parfüm şişelerini gördüm.Hala aynı parfümü kullanıyordu.Haklıydım…Sesini unutmuştum,yüzünü,altı yılda birçok şey silinmişti aklımdan ama bugün de olduğu gibi kokusu altı yıl boyunca burnumda kalmıştı.Parfümü elime aldım ve şişeyi burnuma yaklaştırdım.Kokuyu içime çekince gözyaşlarımı salıverdim isteksizce.Sonra kendime kızarak odadan hızlıca çıktım.Unuttun mu Yağmur?Sana neler yaptığını unuttun mu gerçekten?Hala nasıl olur da böyle bir şerefsizi seversin…İmkanım olsaydı kalbimi söker atardım.Çünkü intikamımı zorlaştıran tek şey deli gibi çarpan kalbimdi…

İKİ TEN TEK BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin