KADERE YENİK DÜŞMEK

40.7K 1K 4
                                    

Bir sabah derse geç kalmıştım ve evden hızla çıktım.Ahh Yağmur,yine uyuya kaldın!!!Geceleri geç saatlere kadar çalışıyordum.Okula vardığımda bizim fakültenin kalabalığına baktım şaşkınlıkla.Hemen derse girdim umursamadan.Öğleden sonra bitmişti dersim,bizim kızlar alttan aldığı derslerine girip gitmişlerdi herhalde.Kafeteryada yemeğimi yedim.Sınıf arkadaşım Ayşe geldi telaşla yanıma.

'Yağmur,konferans salonunda seminer var on dakikaya başlıyor,sende gel!!'dedi.

'Ne semineri?Peki konuşmacı kim ki?'dedim.Zaten yorulmuştum bir de birinin saatlerce konuşmasını dinleyemezdim.

'Ünlü bir iş adamı konuşacakmış.İş dünyası ve çalışma hayatı ile ilgili bir seminer,Onur hoca herkes katılsın dedi.'

'Off,tamam canım sen git, lavaboya gidip geliyorum.'dedim.Kalkıp lavaboya gittim.Makyajımı tazeledim ve konferans salona yöneldim.İçerisi çok kalabalıktı,etrafa bakmadan anfi salonun en yukarısında boş bir yere oturdum.Daha başlamamıştı.Çantamdan kitabımı çıkarıp okumaya başladım.Kitaba öyle dalmışım ki konuşmacının kürsüye çıktığını görmemiştim.Kafamı kaldırmamla birlikte boğazımda bir yumru oluşmuştu.Gözlerim dolmuştu ve zor tutuyordum kendimi.Konuşmacı Serdar Altun'du...Evet ta kendisiydi.Gözlerim onu görmeyeli kaç zaman olmuştu?Hiç değişmemişti.Aslında sanki biraz zayıflamıştı.Beni görmemişti daha.En köşeye sindim ve hırkamın şapkasını kafama geçirdim.Allahım nolur beni görmesin...Konuşmaya başlamıştı ama ben onu dinleyemiyordum.Kalbim deli gibi atıyordu.Sıcakkanlılığıyla öğrencileri güldürüyordu anlaşılan.Herkes pür dikkat onu dinliyordu.Bir saat sonra seminer bitmişti.Konuşma boyunca beni görmemişti,ta ki çıkana kadar..Salondakiler teker teker boşaltmıştı orayı,Serdar'da kürsüde bilgisayarıyla ilgileniyordu.Kafamı eğip hızlı adımlarla kapıya yöneldim.Ama bir ses aniden durmama neden oldu.

'Ahhh şu hayatın oyunları hiç bitmiyor,değil mi Yağmur?'dedi.Kafasını bilgisayardan kaldırmadan.Hayır yaa beni fark etmiş.!!Geldi ve kapının önüne geçti.Arkama döndüm ve salona baktım.Çok şükür ikimizden başka kimse kalmamıştı.Sonra ona döndüm.

'İzin verirseniz çıkacağım.'dedim aldırmadan.

'Hımm demek tanışmıyoruz,Yağmur Soylu...'dedi ve elini uzattı. 'Ben iş adamı Serdar Altun,memnum oldum güzel bayan sizinle tanıştığıma.'dedi sırıtarak.Gerizekalı işte,aklınca oyun oynuyor.Kapıya doğru iyice ilerledim ama önümden çekilmiyordu.

'Bu sefer asla bırakmam seni,gidemezsin Yağmur.'dedi.Elimi tuttu.Diğer eliyle yüzüme dokundu.Bu adam ilk defa böyle bakıyordu bana.Eğildi ve küçük bir öpücük bıraktı dudaklarıma.Gözlerimi kapattım o beni öperken.Artık kadere direnemiyordum.Bu acıyla,onu görmeden yaşayamıyordum.Aylar olmuştu onu görmeyeli.Yapamıyordum artık... Kollarımı boynuna doladım aniden.Artık mantığımın sesini duyamıyordum.Ama kalbimin sesi her yerden duyuluyordu.Boynuna gömdüm kafamı ve kokusunu içime çektim.Sıkıca sarıldık birbirimize.Boynumdan öpüyordu o da.Dudaklarıma yapıştı geri çekilince.Öyle güzel öpüyordu ki sıcacık dudaklarıyla.

'Nerelerdeydin ?Artık direnme bana Yağmur çünkü sen bana direnince kendimi kaybediyorum.Deliriyorum.Çünkü kalbim deli gibi atıyor...'dedi kulağıma fısıldarcasına.Bu sefer mutluluk gözyaşıydı yanaklarıma dökülen.Eliyle sildi yanaklarımı ve öpücük kondurdu ikisinede.

'Gidelim Yağmur,gel benimle'dedi ve elimden tuttu yeniden.Direnemezdim.

'Nereye gideceğiz ki??'dedim ve gülümsedim.

'Kimsenin bizi bulamayacağı bir yere...'dedi ve göz kırptı.Okulun arka kapısına dolandım.Serdar'da arabasıyla gelip beni aldı...

İKİ TEN TEK BEDENWhere stories live. Discover now