"August sipped away like a bottle of wine."

•┈┈┈••✦ ✦••┈┈┈•

Eren, sınıftan içeri doğru girerken Irene tam ayağa kalkıp Eren'in yanına gideceği sırada Mikasa'nın Eren'e doğru koştuğunu fark etti. İçinden Mikasa'nın bahsettiği Eren'in kendi erkek arkadaşı Eren olmaması için Tanrıya yalvarıyordu.

Mikasa, Eren'e doğru koşarken Irene düşündüğü ve korktuğu şeyin başına geldiğini anlamıştı. Mikasa kollarını Eren'in boynuna doğru sarmış ve onun dudaklarına küçük bir öpücük bırakmıştı. Irene, onları izlerken şaşkınlıktan yeşil irislerini sonuna kadar açmıştı. Mikasa, dudaklarını ondan ayırdığı sırada Eren ikinci bir öpücük için belinden tutmuş ve kendine doğru çekerek dudaklarını tekrardan onunki ile birleştirmişti.

Irene, kimsenin bir şey fark etmemesi için sırasına oturdu ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. Kendini bir aptal gibi hissediyordu. Bugün beraber sabahlamışlar, Eren Irene'i güzel sevgi sözcükleri ve öpücükler ile uyandırmıştı. Şu an onun karşısında Mikasa'yı öpen Eren ile şu ana kadar tanıdığını sandığı erkek arkadaşı olan Eren aynı kişi miydi?

"Ergen veletler, bu aptal sevgi gösterinizi başka yerde yapın. Bunun yeri okul değil." Levi hocanın söylediği şeyden sonra Eren ve Mikasa utanarak hemen birbirinden ayrılıp yerlerine oturmuşlardı. Eren sırasına geçeceği anda, hemen arkasında oturan Irene'i fark etti. Irene, gözlerini ondan ayırmadan sinirle Eren'e bakıyordu. Eren ise, ondan gözlerini kaçırmış ve sırasına oturmuştu. Irene ile aynı sınıfa düşmeyi beklemiyordu bu yüzden şaşırmıştı ve Irene'nin Mikasa'ya yaz boyunca neler yaşadıklarını anlatabilme ihtimalini düşününce tedirgin olmuştu.

Şu an Eren'e çok sinirliydi. Onunla teneffüste konuşmalı ve hesap sormalıydı. Bunu yaparken bir ilkokul çocuğu gibi hissetse de defterinden bir kağıt koparıp Eren'e not yazmaya başladı.

Kalemini alıp Eren'e kısa bir şey yazdıktan sonra kağıdı katlayıp etrafına bakıp birinin onu izleyip izlemediğini kontrol etti ve Eren'e doğru uzattı. Eren, kendisine doğru uzatılan notu okudu.

Teneffüste konuşmalıyız.

Eren notu okuduktan sonra notun arka kısmına Hayır, olmaz. yazdı ve Irene'e doğru uzattı. Irene, aldığı cevap karşısında delirmemek için kendini zor tutuyordu. Sakin olması gerektiğini hatırlatıyordu kendine. Bir anlık öfkeyle kalkarsa bunun kötü sonuçları olabilirdi. Derin nefesler alıp mutluymuş gibi davranmaya çalıştı.

Time skip

Zil çaldığı an Mikasa, hemen Eren'in yanına gitmişti. Onları bu halde gördükçe içindeki kıskançlık duygusunun büyüyerek kendisini yavaş yavaş ele geçirdiğini hissediyordu.

Herkes Eren ve Mikasa'yı bu halde gördüğü gibi kusuyormuş gibi yapmıştı. Elbette Historia hariç. "Aman tanrım, nasıl bu kadar mükemmel bir çift olabilirsiniz!" Ymir, muhtemelen ona bu kadar aşık olmasa onu çoktan çöp kovasına doğru firlatmıştı ama işte, aşıktı.

"Eğer onlar sen ve ben gibi bir çift olsaydı bu dediğine katılabilirdim, sevgili Historia'm." dedikten sonra Historia onun dediği şeye gülümsemiş ve dudaklarına küçük bir öpücük bırakmıştı.

Sasha, Irene'nin kulağına doğru fısıldayarak "Merak etme, bir zaman sonra onların bu iğrenç aşık hallerine alışırsın." demişti. Irene, onun bu dediğine sahte bir gülümseme ile karşılık vermişti.

Kırılmış, onuru incinmiş ve bir aptalmış gibi hissediyordu. Eren kendisine bu duyguları hissettirdiği için ona olan nefreti artıyordu.

Eren, lavaboya gitmek için ayağa kalkıp sınıftan ayrılırken Irene bu durumun konuşabilmek için güzel bir zaman olduğunu düşünüp Eren'den birkaç dakika sonra ayağa kalkmış ve uydurduğu bir bahane ile Eren'in peşinden gitmişti.

cardigan | eren yeager • tamamlandıWhere stories live. Discover now