Keanu Reeves

303 12 48
                                    


"Bence hala geri dönebilirim."

"Hadi ama Y/N bu çok eğlenceli olacak."

"Sana uyduğuma inanamıyorum."

Homurdanarak arkadaşını takip ettin. Bugün doğum günündü ve senin için öze bir şeyler yapmak istemişti. Ama 'özel' kelimesinin ikiniz için de farklı anlama geldiğini anlamıştın.

"İşte geldik. Nasılım?"

Saçlarını düzelten arkadaşına baktın. Bu kadar süslenmeye gerek var mıydı cidden? Kaç yaşına gelmişti hala böyle şeyleri bırakamıyordu. Dördüncüye boşanmasına rağmen yeni birini bulmuş ve hemen nişanlanmıştı. Sense böyle şeylere gelemezdin. Zaten elli üç yaşına girmiş bir bekar olmanın sebebi de buydu.

"Doğum gününde evleneceğin adamı bulacaksın inan bana."

Göz devirdin ve bir şey demeden yeni girmiş olduğunuz oldukça pahalı olduğu belli olan restorandaki görevliye ceketini bıraktın.

Önceden rezerve ettirdiğiniz masaya geldiğinizde ortamda bulunan sessizlik rahatlamana sebep olmuştu. Önceden gittiğiniz yerlere benzemiyordu. 

"Nasıl, beğendin mi?"

Etrafı incelemeye devam ederken yarım yamalak başını sallayarak onayladın. Etraftaki insanlar seni şaşırtmaya yetiyordu çünkü. Sadece ekranın içinde görebildiğin kişilerin birkaçı burada yemek yiyorlardı. En iyi doğum günün olabilirdi.

"Y/F/N buraya nasıl gelebiliyoruz? Dişimize göre bir yer olmadığı belli."

"Kızım dert etmesene sen onu. Bak etrafına kestir gözüne birini ve yaklaş."

Onun bu hallerine alışmıştın artık. Telefonu çalınca arkadaşın masadan ayrıldı. İki dakika sonra geldiğinde birinin koluna girmişti. 

"Tanıştırayım. Y/N bu nişanlım Harry, Harry bu da en iyi arkadaşım Y/N."

Ayağa kalkıp elini sıktın. Buraya nasıl geldiğinizi anlamıştın. Bundan şikayetçi olabilir miydin, emin değildin.

"Çok memnun oldum. Y/F/N sizden bahsedip duruyor."

"Evet bana da aynı  şekilde. Şimdi izninizle arkadaşınızı kaçırmak istiyorum."

Kaşların çatıldı, bunu beklemiyordun. 

"Sen eğlenmene bak Y/N. Ben çok sürmeden geleceğim. Fazla uzamaz."

Arkadaşının da mutlu olmasını istediğinden bir şey demedin ama kırılmıştın. Doğum gününde seni getirdiği yerden gidip tek başına bırakması hiç de hoş değildi.

Gittiklerinde yanına garson geldi. Sadece karnını doyuracak az bir şey söyleyip soda istedin. Herkes gibi içemiyordun. Çünkü alkol seni herkes gibi etkilemiyordu. Neredeyse deliyordun ve acısı yaklaşık bir hafta boyunca gitmiyordu.

Siparişlerin geldiğinde yavaş bir şekilde yemeye başladın. Bir süre sonra gözlerin karşındaki masaya oturmuş adama takıldı. Bunca zamandır kendisini hayranlıkla izlediğin adama. O buradaydı, karşında.

Heyecanını dindirmeye çalıştın. Bulunduğun ortam zaten yeterince lükstü bir de fangirllük yaparak kendini rezil etmek istemiyordun. 

Keanu ona baktığını anlayıp gülümsemişti. Bunun üzerine sende ona gülümseyip önündeki yemeğe döndün. Yanına yaklaşan adım sesleriyle Kafanı kaldırdığında masana geldiğini fark ettin.

"Oturabilir miyim."

Kalbin yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Bunlar gerçek miydi? Yaşanıyor muydu?

Multifandom ImagineWhere stories live. Discover now