Stiles'ı uzun bir süredir tanıyordun. Onun seni tanıyıp tanımadığı ise bir bilinmezlikti. Sadece bir kere yanına gelmişti o da yere düşürdüğün kalemini vermek içindi.
O an ne kadar heyecanlandığını hala hatırlıyordun. Sürekli izleyip durduğun, her hareketinin altında çekicilik yatan bu çocuk senin kalbini kazanmayı uzun zaman önce başarmıştı.
Nasıl olduğunu bilmiyordun ama olmuştu bir kere. Yaptığı esprilere içinden gülüyor, kendi kendine hayaller kuruyordun. Bir yanın bu hissiyatı sevse bile bir yanın saçma sapan bir duyguya kapıldığını söylüyordu.
"Hey! Duyabiliyor musun? Ya da görebiliyor musun?"
Derin düşüncelerinden kalktığında elini yüzünün önünde sallayıp sana seslenen Allison'ı fark ettin.
"Kusura bakma dalmışım. Ne vardı?"
"Sorun değil. Rica etsem bu derslik benimle değil de Stiles ile oturabilir misin? Scott ile konuşmak istediğim şeyler varda."
Yerler dolmuştu. Lydia Jackson ile oturduğundan dolayı Allison'ın tek şansı sendin.
"Tabi ki. Problem değil."
"Çok teşekkür ederim. Bir iyilik borcum olsun."
Gülümseyip yerinden kalktın ve Stiles'ın yanına oturdun. Bir süre sonra Bay Harris de sınıfa gelmişti. Bu derse odaklanamayacağını biliyordun. Stiles'ın yanındayken yapamazdın.
"Beni dinliyor musunuz Bayan Y/S/N? Kulaklarınıza pamuk mu tıkadınız yoksa?"
"Özür dilerim Bay Harris, ne diyordunuz?"
"Bugün cezaya kalmanızın ne kadar yerinde olacağını tartışıyorduk."
Başını önüne eğdin. Hocanın gözlerine bakamıyordun. Sınıftan birkaç kişi kıkırdarken hoca konuyu anlatmaya geri döndü.
Son dersleriniz de bitmişti. Cezaya kalmak için kimya sınıfının kapısını açtın. İçeride Stiles'ı görünce garipsemiştin ama şaşkınlığın kısa sürmüştü. En çok cezaya kalan kişinin kendisi olduğunu herkes bilirdi.
Boş bir masaya çantanı bıraktığın anda Stiles yanına oturmuştu. Birkaç saniye bocalasan da sıraya, seni izleyen sevimli suratın sahibinin yanına oturdun.
"Neden cezaya kaldın?"
"Dersten çıkarken sana ceza verilmesiyle alakalı hocayla tartışmış olabilirim. Tabi ki de beni dinlemedi ve sana eşlik etmem için cezaya kalmam konusunda ısrarcı davrandı. Hocamızı kırmadım tabi. Yakışmaz bana öyle şeyler."
Bay Harris sinirli bir şekilde Stiles'a bakıyordu. O ise yüzüne yapmacık da olsa tatlı olmasını hiçbir şeyin engelleyemeyeceği gülümsemesiyle hocaya el salladı. Bu hali senin de gülmene sebep olmuştu.
Bir süre ikiniz de sessiz bir bir şekilde önünüzdeki kalemlerle oynadınız. Gergin bir ortam oluşmuştu aranızda. Sanki biriniz bir şey söylese gerilim artacakmış gibiydi. Ama Stiles'ın söze başlamasıyla öyle olmadığını anladınız.
"Sen neden bugün o kadar dalgındın. Allison'ı bu kadar sevdiğini bilmiyordum."
Anlamamış bir şekilde kaşlarını çatıp karşındakinin yüzüne bön bön baktın. Allison ne alakaydı?
"Hani Allison ile oturamadın ya o yüzden öyle dedim. Kızma hemen."
"Yok kızmadım. Anlamlandırmaya çalışıyordum sadece."
"O zaman sebep neydi?"
"Sendin."
Diyemezdin tabi ki. Rezil olmak istemiyordun.
