Burası Benim Şehrim

840 62 27
                                    

Duyduklarımın etkisinden çıkmaya çalışırken sesim sessizliğini sürdürüyordu. Bakışlarımı ondan çekip Ateş'e çevirdiğimde yumruklarını sıkarak ona bakıyordu.

Babam, Ateş'in sıktığı yumruğu gördüğünde dudaklarında tekinsiz bir gülümseme oluşmuştu. Bakışlarını bana çevirdiğinde "Arabada bekliyorum seni," diyerek yanımdan geçip gitmişti. Arkasından bakarken hiçbir şey söyleyememiştim. O kadar çok şey söylemek istiyordum ki ama bunu yapamıyordum.

Bakışlarım diğerlerine kaymıştı. Bir şey yapabileceğini düşünmüştüm ama onlar da benim gibi sessizliğini sürdürüyordu.

"Baba!" diye sesimi bulduğumda merdivenlerin başında durmuştu. Bakışlarım Ateş'e kaydığında bal rengi gözlerinin içinde bir sürü düşüncenin geçtiğini görebiliyordum. Bir şey yapmayı planlıyordu ama neyi yapacağını kesinleştiremiyordu.

Babam olacak şerefsiz benden bir cevap bekliyordu. Aklıma son gelecek şeyi şuan gerçekleştirmek istemiyordum! Ona yalvarmak istemiyordum!

"Bir şey mi söyleyeceksin?" dediğinde amacının başından beri ona yalvarmam ve onunla gitmemi istediğini biliyordum. Ona doğru bir adım attığımda Ateş kolum tutarak başını iki yana sallamıştı.

"Gitmeyeceksin değil mi?" diye fısıldadığında cevap verememiştim. Kurumuş boğazımı sertçe yutkundum ve konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki, duyduğum sesle sesim yok olmuştu.

"Gitmeyecek tabi ki de!" duyduğumuz sesle hepimiz arkamıza bakmıştık. Oğuz, Doruk ve Ulaş gülerek yanımıza geliyordu. Ulaş'ın elinde kâğıt parçasını sallayarak yanımıza gelirken Oğuz son derece soğuk ve emin adımlarla yanıma gelip durmuştu. Ateş bir yanımda elimi sıkıca tutuyordu Oğuz bir yanımda bana destek verircesine bakıyordu.

Babam "Nasıl bu kadar eminsin bakalım?" dediğinde Ulaş elinde tuttuğu kâğıdı bir kere daha salladı.

Oğuz, Ulaş'ın elinde ki kâğıdı alarak ona doğru bir adım ilerledi. " Kardeşimi benden ve bu okuldan alamayacaksın neden biliyor musun?" diyerek bana baktı. Aklından neler geçiyordu?

"Polis arkadaşımla ufak bir diyalog kurdum. Ve ona 18 yaşına gelmiş, yetişkin bir kızı, ailesi zorla bir yere götürebileceklerini sordum? Okuldan almaları, ve yaptığınız bütün pislikleri bir örnek olarak sordum." Dediğinde babam kaşlarını çatarak Oğuza doğru yaklaştı.

" Polislerle mi korkutuyorsun? Ne yani kızımı kaçırıyor muyum?" diye güldüğünde Oğuz da güldü.

"Zorla alı koyma, kaçırma olarak biliyorum. Yanlışsa düzelt. Alev senin gelmek istemiyor. Ve sende onun izni olmadan onu okuldan aldın. Başka bir okula yazdırdın. Peki, Alevin rızası var mı? Yok! Ailesi bile olsanız onu istemediği bir şeye sürüklüyorsunuz, zorunlu bırakıyorsunuz. Bu da zorla alı koyma oluyor. Şimdi geldiğin gibi bu okuldan gidiyorsun Levent Demirel." Dediğinde Ulaş ile Mert "Yallah! Anca gidersin!" diye el sallamıştı.

Babam sadece Oğuz'a öldürecek gibi bakarken Oğuz gülerek elinde ki kağıdı gözüne sokarcasına "Ve bu da Alevin bu okuldan gitmesini engelleyen kağıt parçasıydı ki artık yok!" diyerek parçalara ayırmıştı. Parçalara ayırmış olan kağıdı havaya atarak dağılmasını sağlarken "Bu da seni uğurlama törenimiz olsun baba!" diye üstüne bastırarak söylemişti.

"Nereye kadar kızımı benden uzak tutacaksın Oğuz?" dediğinde Oğuz o psikopat gülüşünü yüzüne ekleyerek;

"Sonuna kadar, yolun sonu nereye gidiyorsa kardeşim benimle olacak ve sen onu bizden alamayacaksın. Sosyopatları ayırmana asla izin vermeyeceğim." Dediğinde hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp bizlerden uzaklaşmaya başlamıştı.

Takıntılı Sosyopat 2 UyanışWhere stories live. Discover now