Sarsılış...

872 66 28
                                    

"Ne polisi? Neysen bahsediyorsun Ateş?" dediğimde elini ensesine attı.

"Bilmiyorum Alev, eğlenmeye gitmişlerdi sanırım gittikleri mekanı polisler bastı. Bilmiyorum." Diyerek kapıyı açtığında montumu alıp yanına gittim.

"Ne yapıyorsun?"

"Seninle geliyorum. " dediğimde itiraz edeceğini düşündüm ama etmedi. Eli ile geç der gibi yaptı. Önünden geçip ayakkabılarımı giyindim. Ve apartmandan bir hışımla çıktık.

Ön koltuğa geçtiğimde Ateş, Rüzgârla konuşarak arabaya binmişti.

"Bilmiyorum abi, şimdi araladılar..." dedikten sonra Rüzgârdan cevap bekledi. "Hayır, o yüzden içeriye almış olmazlar. Bizimkileri bilmiyor musun gittikleri mekânda asla madde satmazlar. Onlar sadece eğlenmeye gittiler..." diyerek arabayı çalıştırıp geri geri sürerek park ettiği yerden çıktı.

"Yıldırım Beyazıt Polis Merkezindeler, kaç dakikaya orada olursun... Tamam bizde 20 dakikaya orada oluruz." Diye telefonu kapattığında bende Balıma mesaj yazıyordum. Ama hiç birinden dönüt alamamıştım.

"Kavgaya karışmış olabilirler mi?" dediğimde Ateş arabanın hızını düşürmüştü. Neden düşürdüğüne baktığımda trafik lambalarından birine yakalanmıştık.

"Olabilir belki birisi Balıma laf atmıştır. Emir de bunun üstüne kavgayı çıkartmıştır. "dediğinde tekrar arabayı çalıştırdı. Çok sürmeden bahsedilen polis merkezinin önünde durmuştuk.

İçeriye doğru yürürken arkamız da bir araba sesi duymuştuk. Arkamıza baktığımız da Rüzgardı. Arabadan inip koşar adımlarla yanımıza geldi. Beni görmezden gelerek " Diğerlerinden ses soluk var mı?" diye sormuştu. Ateş başını iki yana sallarken onları es geçerek içeriye doğru yürüdüm. Çok sürmeden Ateş yanımda Rüzgârsa bir memurla konuşuyordu.

"Üst kattalarmış." Dediğinde hep birlikte yukarıya çıkan merdivenlere doğru ilerledik. Sağa doğru döndüğümüzde Savaş ve Balımı görmemiz bir olmuştu.

Balım beni gördüğünde koşarak yanımıza gelmişti. Ateş "Balım diğerleri nerede?" dediğinde Savaş yanımıza geldi.

"Nezarethanedeler. " dediğinde gözlerim iri iri açıldı.

Rüzgar "Ne oldu da buraya tekrar düştünüz?" diye sert bir dille konuştuğunda Savaş yerinde dikleşerek olanları anlatmaya başladı.

" Okuldan sonra takılmaya gitmiştik Ateş zaten biliyor." Dediğinde onu onayladı. Rüzgâr, Ateş'e kısa bir bakış attıktan sonra geri Savaş'ı dinlemeye başladı. "Her zamanki mekanımıza gittik. Güzel bir şekilde eğleniyorduk. Eve geleceğimiz sırada Mert ve Emir'in çok sarhoş olduğunu fark ettik. O yüzden arabayı ben kullanmak istedim ama Emir sorun çıkartarak sarhoş bir şekilde araca geçti." Dediğinde Rüzgâr gözlerini kısarak "Sende buna izin verdin." Diye aşağılayan tarzda bakmıştı.

"Emiri bilmiyor gibi konuşma Rüzgâr abi. Alkollüyken Balım devreye girip arkaya geçmesini söyledi. Zor güç arkaya geçirsek de bu sefer Mert sürücü koltuğuna geçmişti. Ve inmemeye yemin etmişti. O şekilde yola çıktık evet alkollü birine araba verilmez ama Mert, Emir'e göre daha ayıktı. Sonra... Eve gelirken yolda bir çevirme oldu. Mert bunu fark ettiği an başka bir yola geçti. Polisler peşimizden gelirken Mert'e durmasını söyledik ama bizi dinlemiyordu. Bir sağa bir sola geçerek polislerden kurtulmaya çalıştı. Ara sokaklardan çıkıp ana yola geçtiğimizde polisler önümüzü kırdı. Geri gidecekken arkamızın da polislerin tuttuğunu fark ettiğinde durmak zorunda kalmıştık." Dediğinde olayın aslında o kadar büyük bir şey olmadığını anlamıştık. Tek suçları alkollü birisini koltuğa geçirmeleriydi.

Takıntılı Sosyopat 2 UyanışWhere stories live. Discover now