The Duke's Eldest Son Escaped to the Military /Dük'ün En Büyük Oğlu Askere Kaçtı

3.Bölüm;

1 Evden Kaçmaya Hazırlanmak (2)

Vücudunun gerçekten çöp olduğunu fark ettikten sonra, basit bir ısınma yaptıktan sonra hemen özel antrenman salonuna yöneldi. Küçük olmasına rağmen sadece bir çocuğun kullanımına yönelik olduğu için eğitim salonunun özel olması daha önemliydi.

"Genç efendi eğitim salonuna gitti!"

"Sorun ne?  Herkes oraya gidiyor, biliyorsun.”

Yüzünde çiller olan bir hizmetçi, bağıran hizmetçiye kayıtsızca cevap verdi.  Sonuçta onlar için yeni bir şey değildi.  Ama diğer hizmetçi hayal kırıklığı içinde aceleyle konuştu. Çilli hizmetçinin onun sözlerini hiç anlamadığını biliyordu.

"İlk genç efendiden bahsediyorum."

"Gerçekten mi?"

"Evet."

Çilli kız, büyük bir kararlılıkla cevap verdiğinde diğer hizmetçiye şaşkınlıkla baktı.

En genç efendi hariç tüm genç efendiler manalarını uyandırmış olsalar da, en büyük oğul mana uyanışını gerçekleştirememişti.  Düzenli olarak iksir içerken antrenman yapıp mana solumasına rağmen hala manasını uyandıramadı. Bu onun bir Leonhardt olmaya uygun olmadığı anlamına geliyordu. Öyleyse neden hala konakta kalmasına izin verildi?  Nedeni basitti. Başın başkalarına böyle çöplük haline gelmemeleri için uyarısıydı. En büyük oğlu gören herkes böyle olmak istemiyorsa çok çalışması gerektiğini söylerdi. Ve tüm akıllı ve kurnaz genç ustalar bu gerçeği biliyordu.

İlk genç efendi bunu fark etmişti.  Böylece kendini odasına kilitleyip solup giderken bir çöküşe girdi.

“M… manasını uyandırdı mı?”

"Herkes öyle düşündü, ben de bir göz atmaya karar verdim. Ama o yapmadı."

"Bunu nasıl bildin?"

"Şövalyelerden biri gizlice kontrol etti."

"Ah…"

Çilli kız, hizmetçinin sözlerini duyduğunda üzgün görünüyordu.  Sonra, yanında sohbet eden hizmetçi, diğer hizmetçilerle sohbet etmeye devam ederken ortadan kayboldu.

Leonhardt'ın en büyük oğluyla ilgili söylentiler malikanede hızla yayıldı.  En büyük oğlunun tekrar eğitime başladığını söylediler. Ancak, bu söylentiler yayıldığı kadar hızlı bir şekilde azaldı ve öldü. Manası henüz uyanmadığı için dikkat etmeleri gereken biri değildi.

Hizmetçiler salak hakkında dedikodu yayıp işlerine geri dönerken Jaiden da eğitim salonunda çok çalışıyordu. Şu anda tahta kılıcını içeride sallıyordu. Tahta kılıcı, derinlere gömülü bir demir bulunan özel bir kılıçtı.

"Beklendiği gibi Aslan Kılıç Tekniği bana hiç uymuyor."

Jaiden'ın düşünceleri o anda birbirine karışmıştı. Aslan Kılıç Tekniği eğitimini bırakırken terli çatılmış kaşlarını sildi.

"Belki de ihtiyarın tavsiyesi gerçekten doğruydu?"

Ailenin reisi olmadan önce yaşlı bir adam ona pişmanlıkla baktı. Büyük bir usta ya da onun gibi bir şey değildi. O sıradan emekli paralı askerdi. Ancak bu sözleri Jaiden'a bıraktı.

"Genç efendi sana uymayan bir kılıç kullanıyor. Temel Kılıç Ustalığı eğitimine devam etseydin şimdi olduğundan çok daha iyi olurdun”

O zamanlar Jaiden yaşlı adama inanamayarak baktı. Sesinin neden bu kadar acıklı olduğunu anlayamıyordu. O kadar şaşırmıştı ki daha sonra yaşlı adamın kimliğini araştırdı.