The Duke's Eldest Son Escaped to the Military /Dük'ün En Büyük Oğlu Askere Kaçtı

182.Bölüm;

58 Siz Çizgiyi Aşan P*çler Değil Misiniz? (4)
Herkes ağzı açık bir şekilde Iron'ın aura kılıcına bakarken, ustalar tarafsız bir şekilde Iron'ın mevcut durumunu analiz ediyorlardı.

"Henüz mükemmel değil."

"Bu doğru. Ama… O zaten duvarı aştı.”

İki Aile Reisi, Iron'ın seviyesini analiz etmeye devam ederken başlarını salladılar.

Dedikleri gibi, Iron ustaları diğer insanlardan ayıran duvarı çoktan aşmıştı. Mana kılıcından yarattığı devasa kılıçtan akan basınç ve momentumdaki önemli farkla kanıtlandı. Ayrıca bir ustanın özelliği olan hakim manayı ve momentumu da hissedebiliyorlardı.

Güney ve Doğu Komutanları bile bunu açıkça hissedebiliyordu.

Hâlâ eksik olduğu ve yol tutuş konusunda biraz olgunlaşmamış olduğu bazı kısımlar vardı ama bu zamanla çözülecek bir şeydi.

Bu eksik parçalar dövüşte hiç önemli değildi. Ne de olsa, o duvarı geçen herkes, zaten altındakilerin çok ötesinde bir güce sahip olacaktı.

"Hoo... Bu oldukça ferahlatıcı."

Boynunu çıtlatırken Iron canlanmış ve rahat görünüyordu.

Gücünü kasten sakladığından, boğazını tıkayan bir şey varmış gibi hissetti.

Isınma bahanesiyle onlara gücünü gerektiği gibi göstermek istedi ama serseri ilahi canavarları ona bunu yapma şansı vermedi. Ve astları hızla büyürken, düzgün bir şekilde ısınamadı. Baepsae ayrıca dev zırhlı solucanla günlük mücadelesinden aldığı iç yaralar iyileşene kadar hareket etmesine izin vermedi.

"Bu mu? O zaman sonuncusu…”

Iron sakince konuşurken kılıcını hızla savurdu.

Ardından, savururken bir şey saptığında bir patlama sesi yankılandı.

"Yine de varlığını hissetmedim?"

Bir şeyin ona saldırmaya çalıştığını biraz önce fark etmişti.

Usta olduktan sonra bile sadece şu anda hissettim?

Rakibi henüz 6. Aşamadaydı ama atağı son derece gizliydi ve Iron, saldırıyı derisine dokunmadan hemen önce hissetti. Dikkati ne kadar gevşek olursa olsun, bir ustanın duyularını aldatabilmesi için yeteneğinin çok yüksek düzeyde olması gerekirdi. Ve bu, rakibinin saldırılarının sonu bile değildi.  Binlerce siyah el rton'ı aşağı çekmek için uzanırken aniden Iron'ın altında karanlık bir çukur belirdi.

Ama bu seviyedeki bir şey, onu, ustalaşmış bir insanı telaşlandıramazdı. Iron sadece elleri kesmek ve kendini çukurdan kurtarmak için birkaç kılıç saldırısı yaptı.

“Oldukça ısrarcı.”

Kara eller Iron'a uzanırken yerde ve havada karanlık çukurlar ve kara delikler ortaya çıktı. Sanki o tek çukur bu çılgınlığın başlangıcıydı. Ve böyle kaotik bir durumda, aniden gizli  bir saldırı içeri uçtu. Boyun çıtlatma hızında uçarken gölgelerde saklanan bir kılıç saldırısıydı.

Bu kadar savaş tecrübesi olmayan bir şövalye olsaydı, her taraftan gelen şiddetli saldırılardan ölmüş olurdu. Buradaki kişi bir 6. Aşama savaşçısı olsa bile, büyük olasılıkla saldırıların altında yok olacaklardı. Ne de olsa, savunmaktan başka bir şey yapamazlardı.

Ancak, bir usta tamamen farklı bir seviyedeydi.

Iron, sayısız kara ele ve gizli kılıç saldırısına karşı savunma yapmasına rağmen hala rahattı.  Hatta Al-Assad'ı hafifçe tekmeleyip havaya uçurmayı bile başardı.