The Duke's Eldest Son Escaped to the Military /Dük'ün En Büyük Oğlu Askere Kaçtı

187.Bölüm;

187.Bölüm;
59 Güneydoğu'da Şiddetli Savaş (4)

Iron, Crimson'ın sözlerini duyduktan sonra Kuzey'den ve hatta Leonhardt'lardan yardım istemenin zor olacağını anladı.

“Şimdiye kadar sessizdiler, öyleyse neden birdenbire…”

- Bilmiyoruz. Ama bir şeyi varsayabiliriz… Bunun bir şekilde boyutsal çatlaklarla ilgili olduğunu düşünüyoruz.

Iron kaşlarını çattı. Kafasında bir an bir şey canlandı ama net olarak kavrayamadı. 

"Ejder Ovalarında sorun yok mu?"

― Ayaz devlerinin uyanmaya başladığını gördüm, bu yüzden oraya gittim ve kendim araştırdım. Neyse ki, henüz büyük bir sorun yok.

Jayden Wicks, Iron'ın sorusunu hemen yanıtladı. 

Eski ırklar uyanmaya başlıyorsa, o zaman ejderhaların gömüldüğü yere göz kulak olmaları gerekiyordu. 

"Dünya Ağacına yakın... yardımcı olacaklar mı?"

― Belki... Ama kesin olan tek bir şey söyleyebiliriz, sıradağların ötesindeki ayaz devleri daha hızlı uyandı. Dünya Ağacı bize yardımcı olsun ya da olmasın… Yine de zorlu bir savaş olacak.

Iron, Crimson'ın sözleri üzerine içini çekti. 

"Hoo... O zaman Kuzey'den yardım beklemek zor olacak."

 ― Savunma hattını kurmayı bir dereceye kadar tamamladıktan sonra, sana Hayaletler ve Şovalye Düzeninin en azından bir kısmını göndereceğim.

– Ben de…

"HAYIR. Ayaz devleriyle uğraşıyorsanız, bizimle ilgilenecek vaktiniz olmayacak. Bizim tarafımızdaki her şeyi halledeceğiz.” 

Iron bunu söyledikten sonra iletişim cihazını kapattı. 

"Buz devleri..." 

Iron'ın ifadesi beklenmedik bir varlık duyduğu için mi katılaşmıştı?

Buz devleri.

Mitolojik çağda aktif varlıklardan biri olarak biliniyorlardı. Kayıtlara göre o dönemden sadece birkaç tanesi kalmıştır. Ancak, yok olmadılar ve sadece sıradağların ötesindeki buzulların altında uyukladılar. 

Bu varlıklar tamamen uyanırsa, o zaman sadece Kuzey ve Kuzeydoğu Orduları ile tehditlerine karşılık vermek zor olacaktır. İmparatorluğun tüm Kuzey bölgesi de bunu biliyordu, bu yüzden tüm sıradağların etrafına bir savunma hattı kuruyorlardı. 

'Destek almak... zor olacak.'

Bu beklenmedik bir durumdu. 

Iron, önünde olabilecek en kötü durum ortaya çıkarken, bir şeyin onu uçurumun kenarına doğru ittiğini hissetti. 

Crimson, Kuzeydoğu'dan ayrıldığında ona işaretleri görebildiklerini ve kötü olduklarını söylemişti. Ancak, ayaz devlerinin bu noktada uyanacağını asla beklemiyordu. Kıtanın Güney bölgesinde antik tanrıların uyanışı da yaşandı. Batı'da ayrıca, Tanrı'nın gücü doğrudan müdahale ederken, kuşadamlar ve hava canavarları bir ittifak oluşturdu.

O meşgulken ve Güneydoğu'da şiddetli ve kaotik bir savaşa girerken, tüm kıta büyük ve büyük değişikliklerle karşı karşıyaydı.

'Şu anda neler oluyor?'

Iron, kıtanın her yerinde meydana gelen olayları ve olguları kafasını toparlamakta ve doğru bir şekilde kavramakta zorlanıyordu. 

Antik tanrılardan, dış tanrılara, uyanan eski ırklara. Iron, yavaş yavaş mitolojik döneme dönüyormuş gibi hissetti. Mitolojik dönem, tanrıların ve ilahi varlıkların sırf hegemonyalarını kanıtlamak için dünyayı harabeye çevirdikleri bir dönemdi. Tam ve kesin bir kaos dönemiydi.