18. Bölüm: "İlk Görüşte..."

3.5K 307 195
                                    

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu- Şanıma İnanma

18. Bölüm: "İlk Görüşte..."

Keyifli Okumalar 🤎

Arslan  bir müddet sonra geri geldi. Arkasında tanımadığım bir kız belirdi.

"Afiyet olsun," dedi çekingen tavırlarıyla. "Ben misafirleriniz olduğunu bilmiyordum, kusura bakmayın."

Hafif çekik kahverengi gözleri, gözleriyle uyumlu olan kahverengi saçları, minyon tipiyle oldukça tatlı ve güzel bir kızdı. En fazla Dicle yaşlarındaydı.

"Ah! Olur mu öyle şey Nisa? Gel tabii. Hoş geldin."

"Hoş buldum Aslı abla." Bize döndü. "Merhaba."

"Merhaba Nisa, nasılsın?"

"İyiyim Demir abi, sen?"

Demir kıza gülümsedi. "Ben de iyiyim, sağ ol."

"Güzelim, Nisa Arslan'ın kuzeni. Antep'te yaşıyor ama üniversiteyi burada okuyor. Biz de geçen gün tanıştık."

"Memnun oldum, ben de Melek." Kız bana tatlı tatlı gülümsedi.

"Nisa, kendine tabak çatal al da gel kuzum."

Nisa Aslı'nın yemek davetini geri çevirmeden mutfaktan kendine tabak getirdi. O da bize katılınca hukuk okuduğunu sohbet arasında öğrendim.

"Ben de avukatım. Bölümle ilgili bir sorun veya yardım isteyeceğin bir şey olursa bana gelebilirsin."

"Teşekkür ederim Melek abla, olur," dedi.

"Hukuk çok güzel bir bölüm," dedi Aslı. "Ama benim kafa sözele basmıyor, sayısalcıyım."

"Senin mesleğin ne?" diye sordum.

"Matematik bölümünü okudum. Akademisyen olma yolundayım." Gözleri heyecanlı kıpırtılarla parlıyordu. Akademisyen olmayı çok istediği açıktı.

"Üniversite hocası olmak zor zanaat. Hem öğrenciler onlardan az çekmez hem de hocalar öğrencilerden. Karşılıklı bir çatışma durumu sıkça rastlanır."

Aslı başını sallayarak beni onayladı. Dudaklarını aralayıp konuşacakken kapı zili yine çaldı.

"Bu sefer kim acaba?" dedi Arslan ve kapıya bakmaya gitti.

Gelen Dicle ile Mahir'di. Onları yan yana görünce şaşırdım. Biraz fazla mı cesurdular? Abisinin olduğu yere sevgilisiyle gelmişti, üstelik bu sevgili de yabancı biri değildi.

"Herkese iyi akşamlar!" diye şakıdı resmen Dicle.

Demir tek kaşını kaldırdı. "Siz, ikiniz hayırdır?" dedi. Şüpheli gözleri ikisi üstündeydi. Mahir Dicle'ye onaylamayan bir bakış attı ve elini ensesine yerleştirdi. Sanırım gelmek istememişti ama Dicle onu zorlamıştı.

"Ne var abicim? Sizin Arslan abimde yemekte olduğunuzu öğrenince gelmek istedim babam da beni Mahir'in getirmesini söyledi."

Dicle hiç çekinmeden ve telaşa kapılmadan gayet sakince abisine yalanını söyledi. Profesyonel bir yalancı olabilir miydi bu kız? Ona başımı fenasın der gibi salladım. Abisine çaktırmadan bana göz kırptı.

"İyi yaptınız. Dicle sen de yabancı değilsin, git size tabak al."

Ve kapı bir kere daha çaldı. "E ama yani..." diye küfür etmeye yakın olan Arslan'ı Aslı uyarı niteliğinde boğazını temizleyerek böldü.

KariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin