5. Bölüm : "Kalpteki Heyecanlı Dalgalar"

5K 410 168
                                    

Bu bölümde sizi küçük bir Urfa turuna çıkaracağım😊 Ayrıca minicik tarihi bilgiler de olacak. Umarım beğenirsiniz.

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu- Unutursun İçin Yana Yana ve Yıldız Tilbe- Aşk Laftan Anlamaz Ki

Keyifli Okumalar 🤎

Anılar, insanın zaman makinesiydi. Gözünü kapattığında zihninin derinliklerinden çıkan ve gözlerine yansıyan bu anılar, seni gitmek istediğin ana, tarihe, güne götürürdü. Ancak anılar sadece zihinde bulunmazdı, bir yer, bir ev, bir oda veya herhangi bir eşya da anıların gizlendiği zaman makinesiydi.

Bu sabah amcam beni erkenden uyandırmış, bana göstermek istediği yerler olduğunu söylemişti. Merakla ve heyecanla geçen kısa yürüyüşümüzün sonunda etrafındaki binalardan arta kalan boş bir araziye gelmiştik.

"Buraya neden geldik amca?" dedim. Güneşin kıstığı gözleri ve buruşturduğu yüzüyle gözlerini boş araziden ayırıp, bana döndü.

"Burası babanla top oynadığımız yerdi," dediğinde yüzümdeki hüznün dağılışını göremesem de hissettim. Amcam tekrar araziye baktı ve buruk bir tebessümle anlatmaya devam etti. " Bazen babamdan, bazen de halandan gizlice kaçıp buraya gelirdik ve akşama kadar top oynardık." Derin bir nefes aldı. "Bazen birbirimize öfkelenir, bazen de gol atmanın sevinciyle birbirimize sarılırdık."

Amcam hareketlenince onu takip ettim. Kendi boyunu çok az aşan ağaçtan yapılma, yeşilimsi bir direğin önünde durdu ve onu şefkatle okşadı. "O zamanlar bir kalemiz yoktu, haliyle bir halı sahamız da. Henüz buralara yapılmamıştı. Baban da kalemiz olsun diye iki ağaçtan direk dikmişti. Tabi bir tanesi yapılan binalar yüzünden kaldırıldı ama bu hala duruyor, kimsenin dokunmasına izin vermedim ve bu araziyi satın aldım."

Amcam babamdan sevgiyle bahsediyordu. Galiba babam onun bir tek kardeşi değil, dostu, sırdaşı, oyun arkadaşıydı. Bir adım daha atıp amcam gibi direğin pürüzlü yüzüne dokundum. O an içimi saran müthiş huzurla gülümsedim. Babam da bir zamanlar buraya dokunmuştu. Kısıtlı imkanlarına çözüm bulmuş ve bize de bir hatıra bırakmıştı.

"Hadi gel, daha bitmedi," dedi ve beni de beraberinde yürüttü. Urfa'nın dar sokaklarından birine gelmiştik. Sanırım konak, buraya iki sokak üstte kalıyordu.

"Burada da bilyelerle oynardık. Ben, baban ve iki arkadaşımız daha vardı. Seslerimiz sokağın duvarlarında yankılanırdı." Gözlerimi yumdum ve babamın gördüğüm sadece bir tane çocukluk fotoğrafından yüzünü canlandırdım. Bu sokakta kendi yaşına yakın üç kişiyle bilyelerle oynayan ve kaybettiği için bazen hüzünlü sesi, kazandığı için de bazen mutluluk cıvıltısını sanki duyabiliyordum. Kulaklarımda sesi çınlanıyordu. Yeniden konuşan amcamla gözlerimi açtım.

"Seni buraya üzmek ve acını hatırlatmak için getirmedim kızım. Biz babanla henüz 17-18 yaşlarındayken anılarımızı bıraktığımız her yeri çocuklarımıza göstereceğimize, onlarla buralarda oynayacağımıza dair birbirimize söz verdik." Gözlerimin içine baktı. "Ben sözümü tuttum ama baban tutamadan aramızdan ayrıldı. Onun yerini tutamam biliyorum ama yine de kardeşimin verdiği sözü yerine getirmek istedim."

Babamın geçmişe bıraktığı anılarının izleriyle tanışmak, içimdeki duyguları alt üst etmişti. Biraz hüzün, biraz mutluluk, biraz acı ve biraz da tuhaf bir his karşılamıştı yüreğimi. Babamın anısının olduğu her yerde onun çocukluğu, gençliğinin hayaliyle karşılaşıyordum. Top oynarken ki hareketli halleri, bağrışları, öfkesi ve mutluluğu buralarda gizliydi. Hepsi mekanların belleğindeydi, bu bellekteki anılar ise amcam sayesinde bugün gözlerimde canlanıyor, onları görebiliyordum. Buruk bir tebessüm yüzümün her karesine yansımasını taşımıştı. Bir insanın ölümü kadar, o insanın bir zamanlar yaşadığı ve şu anda hayatta olmadığıyla da sarsılıyordum. Sanki hala varmış, ölmemiş gibi bir hissin içime yerleşmesine mani olamıyordum. Ölüm garipti, soğuktu ve başa çıkılması imkansızdı. Burukta olsam mutluydum. Bunları görebildiğim için de şanslıydım.

KariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin