XI. Katabasis Köprüsü

138 18 14
                                    

ON BİRİNCİ BÖLÜM
"KATABASİS KÖPRÜSÜ."

bölüm şarkıları:
luke howard - the closing of the gates.
sia - breathe me.





XI

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



XI.I

Marmolada Dağı'nın eteklerinde rüzgârın bıçak gibi yüzümüzü kestiği bir gün daha sona ererken soğuktan yanan bacaklarımı beceriksizce örten eteklerimi tutup buzlu yollardan koşmaya başladım. Sabaha karşı karargâhı vuran çığın ardından etraf acı dolu çığlıklar ve yardım haykırışlarıyla çevrelenmişti ancak bütün gücümle kalbimin ağrımasına sebep olan o adamı aramaya devam ediyordum.

Karların arasında ince botlarla yürümek zorlaşsa da yılmadan her bir yaralı yüzde onu bulmaya çabaladım. Yanımdan geçip gidenlere sordum fakat herkesin gözlerinde aynı buğulu yanıt vardı. Adımlarımı yavaşlatıp çaresizce üşüyüp kurumuş dudaklarımı birbirine bastırırken ağlamamak için direndim ancak o kadar çaresizdim ki gözyaşlarıma yenilecektim.

Fakat neden sonra, onu duydum. Ayazın içinde kaybolan fısıltısı yanaklarıma dokununca dört bir yanıma bakıp etrafımızı saran pamuktan örtüler arasında sevdiğim adamı aradım ve en nihayetinde dalları bükülmüş bir ağacın hemen altında gördüm bana uzanan ellerini. Yanına koştuğumda yere uzanmış olan bedenini kaldırdım ve göğsünü omzuma yasladım. Hiçbir şey söylemeden sızlandı bir an için, canı yanmıştı fakat serzenişi yaşadıklarınaydı. Onu bu halde görmenin verdiği bir sızıya her ne olursa olsun onu canlı bir şekilde bulmanın verdiği sevinç karışırken kızaran yanaklarına bastırdım avuçlarımı, kan toplanmış gözlerinin içine bakıp "Beni o kadar korkuttun ki," diye fısıldadım.

"Her yerde seni aradım Giovanni, seni kaybettiğimi sandım."

Hiçbir şey söylemeden üşümüş burnunu boynuma bastırıp ağlamaya başladığında şakağımı saçları arasına dayayıp iç çektim usulca ancak nefesimi verdikçe daraldı ciğerlerim, soldu canım içimde. Bütün bedenim felç geçirmişçesine hissizleşirken uzaktan gelen bir haykırış kirpiklerimi dikenlere çevirip bilincime puslar düşürünce gözlerimi sıkarak kapattım iyice.

"Magdalena, Tanrı aşkına uyan!"

Gördüğüm korku dolu kabustan omuzlarım sarsılarak uyandırıldığımda gözlerimin gördüğü ilk renk kırmızıydı. Karşımda durmuş beni uyandırmaya çalışan kadının beyaz önlüğüne sıçramış kan lekeleri bütün görüşümü kızıllığa boyarken bilincim kendine geldi ve uzandığım yerde doğruldum. Soğuktan donmuş kirpiklerimi kırpıştırırken kim olduğumu ve nerede bulunduğumu düşünmeye başladım lakin karşımda duran hemşire ısrarlı bir şekilde beni yataktan kaldırmaya çalışırken dikkatimi toparlamayı başaramadım bir türlü.

Lavantalar ÖldüğündeWhere stories live. Discover now