VIII. Buzdan Kalenin Çelik Duvarları

172 18 17
                                    

SEKİZİNCİ BÖLÜM
"BUZDAN KALENİN ÇELİK DUVARLARI."

bölüm şarkıları:
pim stones - we have it all.
john lunn & eivør - lívstræðrir.





Ne hissedeceğimi bilemiyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ne hissedeceğimi bilemiyordum.

Daha dün Kastali'den ayrılmakta kararlı olduğum ve eve döndüğüm sırada bahçede gördüğüm yabancı adam, şimdi tam karşımda duruyordu ve onun Kuzey'in babası olduğunu öğrenmiş olmam bütün düşüncelerimi daha da karmaşık bir duruma sürüklüyordu. Mirsad Bey beni başıyla selamladıktan sonra "Sonunda seninle tanışabilmek ne hoş," dediğinde ise bir şeyler kaçırdığımdan şüphelenmeye başladım ancak o bir açıklama yapana dek tek kelime etmemeye de kararlıydım.

Dudaklarını düz bir çizgi üzerinde tutup sandalyelerden birini işaret ederek oturmamı rica ettiğinde tereddüt içinde Kuzey'e baktım, gözleriyle onayladığında ise aynı anda yan yana olan sandalyelere oturduk. Mirsad Bey'in işaretiyle ışıklar loş bir hal aldı ve kızı Lara sunumdaki bir sonraki sayfaya geçince ekranda daha önce hiç görmediğim büyük ve oldukça görkemli bir amblem belirdi. 

Okuyabildiğim kadarıyla üst kısmında Antecalitas yazıyordu fakat bunun ne demek olduğunu bilmediğim gibi hangi dilde olduğunu dahi tahmin edemiyordum.

Sayfa tekrar değişip ekranda bu kez yan yana poz vermiş bir adamla kadının yüzyıllar öncesine ait portreleri belirdiğinde Mirsad Bey tok ve dingin sesiyle "Başlangıçta küçük bir kulüp olması planlanan ancak günümüzde daha çok bir birlik halini alan topluluğumuzun kurucuları Valdemar ve eşi Dagmar Hilda Rosdahl," diyerek konuşmaya başladı.

"Aslen İsveçli olan ancak evlendikten sonra Roskilde'ye, yani Danimarka'ya yerleşen ve 1790 yılının başlarında ikinci çocuklarına hamile olan Dagmar üçüncü ayında düşük yaptıktan sonra türlü halüsinasyonlardan ve şiddetli baş ağrılarından şikâyet etmeye başlamış fakat etrafındaki herkes bunu bebeklerini kaybetmenin verdiği üzüntüye bağladığı için kendisi de bu fikre inanmak durumunda kalmış. Ne var ki birkaç ay sonra bulgular daha da artmışken bir gece Dagmar kendini farklı bir dünyada bulmuş ve bunun basit bir yanılsama olmadığından eminmiş fakat yaşadıklarını sadece eşine anlatabilmiş. Durumu fazlasıyla ciddiye alan Valdemar nüfuzunu kullanarak geniş çaplı bir araştırmaya yaptıktan sonra en nihayetinde bu ilginç olayı yalnızca eşinin yaşamadığını fark etmiş. Önce Falkenberg'de, birkaç hafta sonra ise Svendborg'da yaşayan iki kadının benzer şikayetleri olduğunu öğrenince ikisini de kendi konaklarında ağırlayıp hekimlerle birlikte ortak noktalarını saptamaya çabalamışlar."

Lavantalar ÖldüğündeWhere stories live. Discover now