V. Dilemmalar Arasında

278 29 29
                                    

BEŞİNCİ BÖLÜM
"DİLEMMALAR ARASINDA."

bölüm şarkısı:
ruelle - madness.



Aydınlığın içinde kaybolup kendimi uçsuz bucaksız bir uçurumda sürüklenirken bulmamın üzerinden yalnızca saniyeler geçtikten sonra gözlerimi gerçek dünyaya açabildim ve o an tek düşündüğüm, ne kadar büyük bir acı içinde olduğumdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Aydınlığın içinde kaybolup kendimi uçsuz bucaksız bir uçurumda sürüklenirken bulmamın üzerinden yalnızca saniyeler geçtikten sonra gözlerimi gerçek dünyaya açabildim ve o an tek düşündüğüm, ne kadar büyük bir acı içinde olduğumdu. Kirpik diplerim sızlarken kaskatı bir hal almış olan boynumu hareket ettirip etrafıma bakınmaya başladım. Henüz neler olduğunu idrak edememişken hemen yanımda, başı hâlâ yerde olan Kuzey kıpırdanınca bedenimi güçlükle ona doğru çevirip uyanmasını bekledim.

Dört bir yana saçılmış cam kırıkları arasında uzanıyorduk ikimiz de ve bize ne olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yoktu. Kuzey'in bana ikinci dünya hakkında bahsettiklerini unutmamıştım fakat duyduklarım yaşadıklarımın yanında neredeyse bir hiçti. Bütün omurgama yayılan ağrının şiddeti artarken zihnime akın eden soruları durdurmaya çalışmadım çünkü onlardan kaçıyor değildim, yalnızca hepsini bir düzene koymam gerekiyordu. Ne var ki nereden başlamam gerektiğini bilmiyordum, daha da kötüsü bilmediğim tek şey bu da değildi. Köşeye sıkışmış gibi hissediyordum, cevapsız sorularımın altında ezilirken korku bilincimi çoktan işgal etmeye başlamıştı ve ona engel olamıyordum.

Korkuyordum, bildiğim tek şey buydu.

Kendimi toparlanmaya zorlayıp ayağa kalkarken Kuzey de gözlerini aralayıp doğruldu ve başını yukarı kaldırıp bana baktığında "Az önce neler olduğunu açıklamak ister misin?" diye sordum içimde tutmakta zorlandığım bir öfkeyle. Başını onaylayan bir ifade ile sallarken o da ayağa kalktı fakat henüz yaşananların etkisinden kurtulamamış gibi görünüyordu.

"Daha önce ikinci dünyaya geçtiğimde her şey daha farklıydı, o yüzden ben de bazı şeyleri anlamlandırmaya çalışıyorum," derken dengesiz adımlarla masasına gitti. Çekmecelerden bazılarını karıştırdıktan sonra bir tanesinden deri kaplı bir defter çıkarıp içine hızlıca bir şeyler yazmaya başladı. Kendi kendine "Sanırım bir şeylerin değişmesi için birbirimizi bulmamız gerekiyormuş," diye fısıldadığında sorumu görmezden geldiği için sinirlendim.

"Daha önce ne olduğuyla ilgilenmiyorum, buraya daha iyi hissetmek için geldim, yeni dertler edinmek için değil. Bana burada neler olduğunu açıklamak zorundasın."

"Sorun da bu," diye cevap verirken defteri kapattı ve başını tekrar bana çevirirken doğruldu.

"Açıklayamam çünkü ben de tam olarak bilmiyorum. Zamanda yolculuk değil, rüya hiç değil, zihnimizin bize bir oyunu da olabilir. Hastalık mı? Belki. Bir sürü tahmin yürütebiliriz fakat gerçeğin ne olduğunu hiçbirimiz tam anlamıyla bilmiyoruz. Kısıtlı bilgiye sahip olmak, inan, beni de çaresiz hissettiriyor fakat cevaplarımızın diğer tarafta olduğuna inanıyorum, bunun peşinden gitmek zorundayız."

Lavantalar ÖldüğündeWhere stories live. Discover now