Av mısın avcı mı?

3 0 0
                                    

Biraz uzun bi ara oldu ama yeniden sizinleyim. Çok büyük kitle olamasak da ben bu platformu içimdekileri bi nebze olsun dökebilmek için kullanıyorum aslında. Yazı yazmak bana iyi geliyor. Çocukluğumdan gelen bi iyileşme şekli aslında.
Her neyse, çok fazla konuşmayacağım.
Okula başladım, çok sık burada olamayacağım, fakat her fırsatta gelmeye çalışacağım. 🤍
Sizleri tanımasam da seviyorum!

Keyifli okumalar 🤍✨
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🙏🏼

🌌

"İnsan olmak iki ayak üstünde yürüyüp elimizle bir kaç komut verip, dilimizle de başkalarına yargı dağıtmak kadar kolay değil. Kalp var her şeyden önce. Görevi yalnızca kan pompalamak gibi görünse de, aklımızla zıtlaşan ve çoğunlukla onu yoldan çıkaran bir baş belasıdır kendisi. Beynimiz var her şeyin ötesinde, ve içi boş değil. Algılarımız, fikirlerimiz, irademiz var. Bizi hayvanlardan ayıran en temel yeti de bu zaten. Fikir geliştirebiliyor, onları hayata geçirebiliyor ve aldanabiliyoruz. Yargı dağıtırken de, karar verirken de aklımızda mutlaka bulundurmamız gereken şeyler bunlar. Yasalar ve kanunlar bir tarafa, insanlık denen bir kavram var, ve onu diri tutmak bizim boynumuzun borcu."

Son cümlesiyle dersi noktalamıştı Ferhan hoca. Kendisi derslerin çoğunda bize eşlik ediyordu. Hukukçu olmasına rağmen fazla yaşlı değildi, hatta yakışıklı denecek kadar gençti bence. Kimse yaşını tam olarak bilmiyordu, çünkü bu onun kendince en büyük sırrıydı. Kumral teni ve açık kahverengi saçları vardı. Derslere her zaman kıyafetine özen göstererek gelirdi, çünkü "ilk elektrik çok önemli ve ilk elektrik her zaman dış görünüşle gerçekleşir" demişti. Bu yüzden spor bir tarz tercih etse de her zaman düzenli görünürdü. Bence bu adam en fazla 37-38 yaşlarındaydı ama Ada adamın artı 40 olduğunu söylüyordu ısrarla.

"Diğer hocalara göre biraz farklı ders işlediğimin farkındayım, fakat bunu yalnızca sizin için değil kendim için de yapıyorum. Bana sorulursa hukuk gibi derin bir konuyu ezberlenmiş konular ve yıllarca kitaplara işlenmiş makalelerden çok, kendi yaşantımızdan yola çıkarak anlayabiliriz, zira herkesin hukuku kendi iç dünyasına göre evriliyor. Adalet de, kanun da kişiden kişiye değişen kavramlar. Bugünlük dersimiz bu kadar arkadaşlar. Çok yakında size bir sürprizim olacak, beklemede kalın." Dedi ve dudağının kenarında beliren yarım gülümsemesiyle sınıfı terk etti Ferhan hoca.

"Bu adamı çok seviyorum bütün konulara farklı bir pencereden bakmamı sağlıyor." Dedi Ada heyecanla. Onun bir hocadan etkilendiğini görmek bile hayret vericiydi.
"Senin ki duymasın, kıskanır belki." Kıkırdadım.
"Ne alaka ya? Hem benim ki filan değil. Biz sadece iyi anlaşan iki arkadaşız."
"Hı hı tabi canım öyledir." Hiç inanmamıştım bu söylediğine.
"Dün yemek nasıl geçti?"
"Güzel."
"Bu kadar mı?"
"Ne dememi bekliyorsun ki?"
"Abartmanı bekliyorum. Mekanı överek anlatmanı, Yalından övgüyle bahsetmeni bekliyorum. Şaşırdım açıkçası." Dedim gülerek. Bu sıra da kantine doğru ilerliyorduk.
"Kızlar naber?" Diye bir ses duyuldu arkamızdan. Adayla başımızı çevirdiğimizde Tuğçenin yüzünde 32 diş tebessümüyle bize yaklaştığını gördük. Yanında her zaman ki gibi tuhaf arkadaşı Bige de vardı.
"Kantine gidiyoruz." Dedim.
"Aaa ne güzel biz de öyle o halde birlikte yiyelim bugün." Sormamıştı bile. Zorlanmaktan hiç hoşlanmazdım. Ada yüzündeki sahte sırıtışıyla dibime kadar girmiş ve kolumu dürtmüştü.
"Ne alaka?" Diye tıslamıştı sessiz çıkan ses tonuyla. 'Bilmiyorum' dercesine bakmıştım ona. Kantin oldukça kalabalıktı. Yemek sırası bekleyen uzun bir öğrenci kuyruğunun dışında masalardan çoğu da dolmuştu. Tuğçelerle oturmak istemesem de onun tanıdıkları sayesinde bir masa bulmuş ve onların yanına oturmuştuk. Masa da ben, Ada, Tuğçe ve Bige dışında iki erkek ve bir kız daha vardı. Kısa sürede tanıştığımız kişilerin isimlerinin
Arda, Yunus ve Seçil olduğunu öğrenmiştik. Yunus telefonuyla ilgilenmekle meşguldü, Seçil ise Tuğçe'yle koyu bir dedikoduya dalmıştı. Bizimle konuşmaya çalışan sadece Ardaydı.
"Ben sanat fakültesindeyim, ama ara sıra buraya gelirim yemek için. Arkadaşlarımın çoğu hukukta." Demişti. Ada tepsisindeki yemekle oynarken Arda'ya ayıp olmaması için ben ilgimi vermiştim ona.

VISÂLWhere stories live. Discover now