Sezon 2, Bölüm 13: Nefretten Doğan Aşk

10.3K 436 222
                                    


Sınav haftası ve ani hastalığım nedeni ile gecikme yaşandı. Bu yüzden özür dilerim.

Pek çok açıklamayı panom da yapıyorum, eğer her şeyden haberdar olmak istiyorsanız lütfen takipte kalın♡

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınn

İyi okumalar dilerim ^^

...................................................................................

(Mert'in ağzından, Yıldırım Koleji)

Unutulmayacak sözler söylenmişti, içimi işlenen kelimeler zırh gibi olan bedenimden geçerek paramparça etmişti.

Reddedilmek, insana bir nebze koyuyordu.

Bunu fark ettiğim ve anladığım an içime işlenen nefret körlendi. Yılımı nefreti genişleterek devam ettim, ama asla sevgim azalmadı. Farklı iki hissi içimde tuttum, ama hep sevgi yendi. İnsan sevince, nefretini unutuyormuş, ama şunu unutmamak lazımdı; Nefret, ne kadar aşkı sevmese de.

Bu hikayede, aşka yenildi.

Nefretten aşk doğar, doğdu da.

Serin hava yüzümü sıyırıp geçtiğinde, gözlerim avını ararcasına keskin bir hale bürünüp kirpiklerim birbirine değercesine yaklaştı. Korku, bedenimi kuşattığında ilk defa bir eşyamı ya da başka bir önemsiz şeyi kaybetmenin korkusu yoktu üstümde.

En fazla da bu beni şaşırtıyordu.

Üstümde, benim için önemli olan bir şeyi kaybedecek korku hissi vardı. Hiçbir zaman olmayan şey bugün oluyordu.

Bu sefer ben de nefret gibi aşka yenilmiştim.

Ne kadar bugün değil aslında, bundan öncede yenilsem de.

Okuldaydım. Ada'nın aniden kaybolmasını öğrendiğim noktada olmasam da. Aynı mekandaydım, ama bu sefer farklı bir yerindeydim. Beni korkutan şeyin olacağı yerde. Kapıyı ittiğim sırada gıcırtısı etrafa yayıldı. Sert zemine basan ayakkabılarımın sesleri etrafta yankılandı. Gözlerim onu aradı. En olur olmadık yerde arayan gözlerim, hiç hoşuma gitmeyecek bir yerde kestirdi onu.

"Ada?" dudaklarımın arasından süzülen sesim, acısı sızlayan bir yara gibiydi.

Gözleri doluydu. Bana bakmıyordu, bakamıyordu.

"Ada, hemen in oradan." diyerek bir ihtimal bana bakmasını ve gerçekten de gözlerimde sadece onu görmesini istedim. Bunu önceden başaramamıştım. Bakmıştı gözlerime, ama kendisini görememişti. Oysaki hep oradaydı. Her baktığım yerde o vardı, ama o fark edememişti. Şimdi de artık bakmıyordu. Bu sefer bakmıyordu.

"Bak! Ada!" diye hiddetle bağırdım arkasından.

"Gör artık kendini! Gör! Bak! Buradasın!"

Bakmadı.

Telefonuma mesaj düştüğünde bakışlarım telefonumun mesaj yüzünden açılan ekranına çevrildi.

Bora: Ada'yı bulabildin mi?

Ben: Evet.

Ben: Tam karşımda.

Uzun sürmeden mesaj geldi.

Bora: Neredesiniz?

Ben: Okulun çatısında.

Bora: Bekleyin.

Bora: Geliyoruz.

Bakışlarım tekrardan Ada'ya çevrildiğinde, bu sefer umut ettiğim olmuştu. Bakıyordu. Bana doğru.

Düşman Sınıflar Serisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin