Kapanış, Nakavt

25.8K 1.5K 373
                                    

Bölüm İmge'den başlıyor, son sahne üçüncü ağızdan. Keyifli okumalar. ♥

İmge

Montumu giyip fermuarı boğazıma kadar çekerken dışarıya kısa bir bakış atıp atkımı boynuma sıkıca sardım. Lapa lapa kar yağıyordu ve dışarıda inanılmaz bir soğuk vardı. Havanın kasveti içimi de karartırken eldivenlerimi elime geçirmeden önce Adal'ı arayarak telefonu kulağıma yasladım ve omzumla kulağım arasında sıkıştırıp eldivenlerimi giydim. Çantamı da aldığımda telefon açılmıştı.

"Çıktın mı bebeğim?"

"Şimdi çıktım."

"İzne ayrıldın, değil mi?"

"Evet."

"Emin misin?"

"Evet." dedim ısrarla. Adal, rahatlarcasına bir soluk bıraktı. "Oh be, bir an izne hiç ayrılmayacaksın sandım."

"Abartma ya, biraz işim vardı sadece. O kadar."

"Ne abartması? Gerçekten de bir gün işten eve kucağında çocuğumuzla geleceğini düşünüyordum."

Adal'ın söylediklerine gülerken elimi şişkin karnıma sardım. Evliliğimizin dokuzuncu senesi dolmuştu ve Adal, muradına ermek üzereydi. Üçüncü çocuğumuza hamileydim.

Evet, beni üçüncü çocuğa ikna etmişti. Aslında ikna etmek için özel bir şey yapmasına gerek kalmamıştı. Rüya doğduğunda ve Adal, onu kucağına aldığında ben zaten ikna olmuştum. Rüya'nın her şeyiyle ilgilenmişti, o kadar tatlı bir kız babası olmuştu ki ikisini izlerken lohusa duygusallığıyla ağlamışlığım bile vardı.

Yine de ikna olduğumu kabullenmemiştim, iki çocuk yeter de artardı gözümde. İkinci kez hamile kaldığımda dünyaya Adal'ın bir kopyasını getirmiştim. Ve Adal, kendisine tıpatıp benzeyen oğlumuz Acar'ı kucağına aldığında kabullenmek zorunda kalmıştım. Acar, Adal'ın babasının ismiydi. Oğlumuza hiç tanıyamadığım kayınpederimin ismini verdiğimde Adal'ın gözlerinde gördüğüm ifadenin ikna olmamda çok yüksek bir payı olduğunun farkındaydım.

Ve şimdi üçüncü kez, ikinci kızımıza hamileydim. Doğuma çok az bir zaman kalmıştı, haftalardır doğum iznine ayrılmam için kocam tarafından baskılanıyordum. Biraz geç doğum iznine ayrıldığımın farkındaydım ancak uzun bir süre çalışamayacaktım ve çalışmayı çok seviyordum.

"Neyse, umarım artık mutlusundur."

"Çok mutluyum." dediğinde sesinden ne denli mutlu olduğu gayet de iyi anlaşılıyordu. "Bugünkü görevlerini tamamladın mı?"

Görevden kastı aynada kendime bakmamdı. Rüya da Acar da Adal'a benziyordu. Özellikle Acar üstünde hiçbir katkım yoktu. Bu yüzden Adal, üçüncü çocuğumuzun tıpatıp bana benzemesini istiyor ve bana kendime sık sık bakmam gibi görevler veriyordu. Telefonumun kilit ekranını zorla kendi fotoğrafım yaptırmıştı. Baktığım her yerde kendimi görürsem kızımızın bana benzeyeceğini düşünüyordu.

"Tamamladım." dedim alayla. Benim aksime Adal, büyük bir ciddiyetle sordu. "Aynada kendine kaç kez baktın?"

"Sayamayacağım kadar çok."

"Aferin, aferin. Peki telefon ekranın?"

"Çıkmak için sabırsızlandığımdan sürekli saate bakıp durdum, dolaylı yoldan kendimi gördüm hep."

"Çok iyi." dediğinde kıkırdadım. O sırada binadan çıkmıştım. Buz gibi havada arabama ilerlemeye çalışırken "Rüya ve Acar ne âlemde?" diye sordum.

"Yemeklerini yediler, devamlı senin ne zaman geleceğini sorarak başımın etini şişiriyorlar. Ne yapacaklar?"

Güldüm. "1 saat içinde evde olmuş olurum."

OYUNBOZAN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin