64- Oğlum Gibi

30.4K 2.6K 1.5K
                                    

Cihan Mürtezaoğlu - Sen Banasın

İyi okumalar...

Adal

İmge, dudağının kenarını ısırarak etrafına bakınırken "Sanırım burasıydı," diye mırıldanmış, arabayı uygun bir yere park etmişti. O arabayı sürerken doya doya bakamadığım gözleri, benim gözlerimi bulduğunda ben hâlâ aynı pozisyonda onu izliyordum. Koltukta ona doğru dönmüş, çenemi elime yaslamış bir şekilde...

İmge, emniyet kemerini çıkardığında ben olduğum yerde dikilmeye devam etmiştim. Arabanın kapısına uzanmış açacakken benim kıpırdamadığımı fark edip omzunun üzerinden bana bakmıştı. Kaşlarını çatıp sordu. "Neyi bekliyorsun?"

Kaşlarını çattığında oluşan yüz ifadesini büyük bir zevkle izlerken ona baktığım her saniye mümkünmüş gibi beni daha da ele geçirdiğini hissediyordum. Kesinlikle büyülü güçleri vardı. Çünkü onun göz kırpışına bile aşık olmam mümkün değildi. Eğer büyülü güçleri varsa başım dertteydi ancak asla şikayetçi değildim.

"Bir yerin mi ağrıyor?" Elini kapıdan çekip bana doğru eğildiğinde yüzündeki endişeli ifade içimi burkmuştu. Gülüşümü genişleterek kafamı iki yana salladım ve onun endişesinin kaybolmasını bekledim. İmge duraksarken "Ne o zaman?" diye sormuştu.

Yerimde hafifçe doğrulup hazırdan bana yaklaşmış İmge'nin dirseğini kavradım ve onu kendime çektim. Beklemediği için bana doğru savrulmuştu. Kendini toparlayıp geri çekilmesine fırsat bırakmadan dudaklarına nazik bir öpücük için uzanmıştım.

Ama elbette ki dudaklarım onun dudaklarının üzerindeyken baştaki nazik öpücük amacımı çoktan unutmuş, boşta kalan elimi onun beline sararak İmge'yi iyice kendime çekmiştim. Ellerini omuzlarıma koyup kucağıma düşmekten kendini kurtarmaya çalıştığında dudaklarının üzerine gülümsemeden edememiştim. Sanki kucağıma düşmesinden şikayet edecektim ya...

Kendimi İmge'nin tatlı dudaklarından ayırmak her ne kadar zor olsa da babasıyla tanışmaya gelmişken babasının yaptığımız ufak yaramazlığı anlamasına izin veremeyeceğim için istemeye istemeye geri çekilmiştim. Yakından İmge'nin suratına bakarken şaşkınlıktan ve biraz da utançtan kızarmasını dudaklarımdaki ufak tebessümle izledim. Yaramazlığımız belli olmasın diye uğraşmıştım ancak her zamanki gibi, büyük bir açlıkla İmge'yi öptüğüm için dudakları şişmişti.

Tekrardan üzerine atlamamak için irademle verdiğim büyük savaşı ne yazık ki kazanmıştım. Emniyet kemerimi çıkarıp sessizce duran İmge'ye döndüm. "Bugün çok güzelsin ve içeriye girmeden önce bulduğum fırsatı kullanmak istedim."

"Anlıyorum." diye mırıldandığında kahkahayı patlatmamak için kendimi sıkmam gerekmişti. İmge, dikiz aynasından kendine bakarken aynanın şu anki görüntüsünü kaydetmesini çok istemiştim. İmge her saniye gözüme daha da güzel geliyordu ancak özellikle yakınlaşmamızın ardından oluşan yüz ifadesini aşırı seviyordum. Bu yüzden ona yaklaşmak için fırsatlarımı asla kaçırmıyordum. Yoksa gayet masum bir adamdım.

Arabadan indiğimizde İmge'ye elimi uzatmıştım ancak İmge, bana dik dik bakarak tutmayı çok sevdiği elimi reddetmişti. Sonuçta babasıyla tanışmaya gidiyordum. Önce adamın gözüne iyice girmeli, potansiyel damat adayı olmalıydım. Ondan sonra adamın yanında kızının elini tutabilirdim. Ancak adam beni tanımadığı için şu an her hareketimin gözüne batma olasılığı vardı. Henüz baba değildim ancak bir abiydim. Bundan dolayı adamın düşünce yapısını az çok anlayabiliyordum.

OYUNBOZAN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin