26- Aşkın Radyasyonu

32.3K 3K 1.6K
                                    

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar...

Adal

"Ne?"

Söylediğim ve saçmalığın daniskası olan o sözlerden sonra ben de içimden kendime aynen bu tepkiyi vermiştim. Evet, söylediklerim kesinlikle mantıklı değildi ve olan biten hiçbir şeyi aklım almıyordu ancak yine de...

"Duydun işte. Sen benim kalbimin pilini bozuyorsun." Sanki suçlarmışçasına onu işaret eden parmağımı indirdim ve çenemi hafifçe kaldırıp bana şok içerisinde bakan İmge'ye bakmaya devam ettim. İmge, kendisine gelmek için gözlerini kırpıştırdıktan sonra sormuştu.

"Bunu nasıl yapıyor olabilirim?"

"Bilmiyorum." diye fısıldadım. Bu kalp pilinin sözde kalp atışlarımı düzenlemesi gerekiyordu ama ne zaman İmge'yi görsem kalbim sıkışıyor, atışları hızlanıyordu. Hepsi İmge'nin yüzünden oluyordu.

Kalp pilimin bu sene içerisinde değiştirilmesi gerektiğini biliyordum. Ameliyatımı olacağım tarih de belliydi ve şu zamana dek ameliyat zamanı öncesinde kalbimde hiç sorun yaşamamıştım. Ama İmge etrafımdayken oldukça sorun çıkarıyordu. Bunun da tek bir açıklaması vardı.

"Radyasyon." dediğimde İmge, gözlerini devirip bana doğru bir adım atmıştı. Anında geriye kaçtığımda İmge'nin sert bakışları gözlerime çıkmış ve beni yerime sabitlemişti. Sabırla konuştu. "Tam olarak neresi acıyor gösterir misin?"

Eli kalbime doğru uzandığında yeni yeni sakinleşen atışlarım yeniden hızlanmaya başlamıştı. Can havliyle geriye doğru büyük bir adım attım ve bana yaklaşmaması adına neredeyse bağırarak konuştum. "Benden uzak dur! Radyasyonlusun sen!"

"Ne? Neyim ben?"

"Radyasyonlu." dedim bastıra bastıra. İmge, söyleyecek hiçbir şey bulamadığı için yalnızca kafasını iki yana sallamakla yetinmişti. Dudaklarında sinirden olduğu belli olan bir gülüş belirdiğinde ben tüm ciddiyetimle ona bakıyordum.

Kızıl saçlarını geriye atıp başını kaldırdığında kalp atışlarım yine hızlanmıştı. Elimi bir faydası olabilecekmiş gibi kalbime bastırdım. Bu kadar mesafe yetmiyor muydu? O kadar mı radyasyonluydu bu kız?

"Sen kafayı sıyırmışsın. Biliyorsun, değil mi?"

"En azından radyasyonlu değilim." dedikten sonra daha fazla burada kalmanın kalp sağlığımı tehlikeye atacağını düşündüğüm için Ada'nın sınıfından içeriye girmiştim. Koridordaki bağrışmama tanık olan birkaç veli, yüzüme aval aval bakarken dudağımın kenarını ısırıp boş bulduğum ilk sıraya oturdum.

Ada'nın sınıf öğretmeni içeriye girip hepimizle öğrencilerin durumu hakkında kısaca konuştuktan sonra konferans salonunda diğer öğretmenlerin de olacağını ve daha detaylı bilgi alabileceğimizi söylemişti. Elbette ki kardeşimin eğitim hayatıyla ilgileniyordum ancak şu an benim için çok daha acil olan bir durum vardı.

OYUNBOZAN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin