BŞHKM42

5.5K 280 14
                                    

Belirsizlikler yorar insanı bazen, olmaması değil. Oluyormuş gibi olması belki...


Be-lir-siz-lik... Hadi ama! Neden her zaman her şeyi bilemeyiz? Evet, eğer her şeyi bilseydik ve neler olup biteceğini önceden tahmin edebilseydik hayatın bir heyecanı kalmazdı dediğinizi duyar gibiyim. Sanırım haklısınız da. Hayat her daim önümüze seçenekler sunar. Tarafsız yaşamayız asla... Mutlaka bir seçim yapmak zorundayızdır her zaman. Hatta çocukluğun ilk döneminden bu yana başlamaz mı bu seçimler. "Anneni mi daha çok seviyorsun,yoksa babanı mı?" İşte o vazgeçilmez ve kendilerince paha biçilmez muhteşem soru. Daha neyin ne olduğunu yeni yeni kavramaya başladığın o çocukluk döneminde bile seni sınarlar. Okula başlarsın sınav yaparlar,işe girmek istersin sınav yaparlar. Bazen sadece yemek yemek için bile sınavdan geçiyoruz. Salata mı? Çorba mı? A şıkkı mı? B şıkkı mı? Siyah mı? Beyaz mı? Çay mı? kahve mi?Ve daha nicesi ile hayat seçeneklerden ve sınavlardan ibaret olur.

İşte Fidan bugün tam olarak en büyük sınavını yaşıyordu. Dün evlenmişti, bugün ise aklında koca koca sorular vardı. Murat gerçekten onu sevdiği için mi evlenme teklif etmişti,yoksa kendisini zavallıca görüp acımış mıydı? Gerçi evli bir hanım olarak bunu düşünmeye çok geç kalmıştı ama yine de aklında bu soru dolanıyordu. Cevabını ise hiçbir zaman çözemeyecek gibiydi.

Ve işte yine bir be-lir-siz-lik.

Salonda yankılanan zil sesi ile boş bakışlarını duvardan çekti ve kapıya doğru ilerledi. Üzerinde tatlı bir heyecan hakimdi. Bugün düğün alışverişi yapılacaktı. Birde tabi dün Murat'ın kırdığı pot meselesi vardı. Telefon meselesinden sonra bir daha annesinin yüzüne doğru düzgün bakamamıştı.

Kapıyı açtığında suratında çarpık bir gülümseme ile Murat karşıladı. Üzerine giydiği siyah tişört onu daha bir heybetli kılmıştı. Derinden bakan gözleri ise çabasıydı. Tabi birde dudağının hemen kenarındaki o küçük gamzesini unutmamak gerekti.

"Biliyorum bakmalara doyamıyorsun ama annem hemen arkamda bir rezalet daha yaşamayı kaldıramayacağım."

Murat'ın fısıltı halinde kurduğu cümleden sonra ne yaptığını fark eden Fidan hızla geriye çekildi ve Murat ile annesini içeri buyur etti.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk Fidan kızım. Annen de hazır mı? Haydi hemen çıkalım çok geç kalmayalım."

"Evet Cemile teyze hazırdı,içeri çantasını almak için gitti. Şimdi gelir."

Nurcan hanım koluna taktığı çantası ile salona girdi ve taze damadı ile dünürüne hoşgeldin dedi.

"Eee damat bey, konuştun mu karınla?"

Nurcan hanımın iması ile gözünü nereye çevireceğini şaşıran Murat sessiz kalmayı tercih etti ve sıkıntı ile ensesini kaşıdı. Oysa dün sadece karısını biraz köşeye sıkıştırmak istemişti şimdi ise kendisi kaçacak yer arıyordu.

Nurcan hanım başını biraz aşağı eğerek sessizce güldü. Bu gençler daha yolun çok başındaydı; onların heyecanına, sevincine, utangaç hallerine şahit olmak onu duygulandırıyordu. Kendi evliliği geliyordu aklına. Üstünden otuz yıl geçen evliliği...

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now