BŞHKM38

6.8K 313 28
                                    

...

Kalp yolum kapalı bu saatten sonra.
Ne gel! Ne yola çıktığını haber et!
Seni ağırlayacak misafirperverliğim yok artık! Sanırım ikram edecek aşkım da kalmadı gayrı...

Hani sen gülünce bahar geldi mevsime diyorum ya! Aslında ne bahar geliyor, ne de kuşlar ötüyor. Ben seni bahara benzetiyorum sadece... Kendi acizliğim kusura bakma! Kalbim aydınlansın diye uğraşıyorum ama sen bütün ışıklarını söndürüp geliyorsun.

Fidan ani verdiği bu kararın ne sonuçlar doğuracağını merakla bekliyordu. Şuna emindi ki,abisi bu durumu öğrendiği an kıyamet kopacaktı. Asla bu duruma gönül rızası ile onay vermeyeceğini biliyordu. Çok düşünmüştü Fidan, geceleri uyuyamayacak kadar çok... Sadece boşluğa dalıp düşünmüştü. Gururuna yenik gelen aşkı,onu çoktan bir selde sürüklemeye başlatmıştı bile.

Kulağına ilişen ezan sesi ile zorda olsa araladı gözlerini,yatakta üzerindeki pikeyi kaldırdı ve vücuduna serinlik nüfuz etmesine izin verdi. Soğuk hava ile titreyen vücudu bir nebze uyanık hale alışmıştı, yatakta oturur vaziyete geçti ve başını yatak başlığına dayayarak gözlerini kapattı. Kulaklarına dolan ezan sesini dinlemeye koyuldu. Fidan günün bütün ezanlarını dinlerdi. Ama hiçbir zaman dilimine vazgeçmeyeceği bir vakit varsa o da şüphesiz sabah ezanı olurdu. Gece ile sessizliğe bürünen şehir,sabah ezanı ile tekrar şenleniyor,harekete geçiyordu. Biraz sonra yatakla olan irtibatını tamamen kesti ve ayağa kalktı,banyoya doğru sersem adımlarla ilerledi. Avucuna doldurduğu suyu yüzüne çarptığında az da olsa kendine gelmişti. Diğer odaların kapı eşlerinden evdeki aile üyelerinin de uyandığı anlaşılıyordu.

Fidan tam namazını bitirmiş dua ediyordu ki telefonunun bildirim sesi oda da yankılandı, sabahın bu saatinde kimden mesaj geldiğini merak etse de önce duasını bitirdi daha sonra telefonunu eline aldı. Ekranda Murat abi yazısını görmeyi elbette beklemiyordu. Evet hala Murat abi olarak kayıtlıydı. Bildirim panelinden okuduğu mesaj ile bir kaç saniye kendine gelemedi. Sonra ekrana döndü ve mesajı tekrar okudu.

Murat abi;
O güzel avuçlarını semaya doğru açtığın her vakit,dilinden bizim içinde duayı eksik etme kara kız. Sabahı şeriflerin hayır olsun.

Fidan bir kaç dakika yüzündeki aptal gülümseme ile bekledi, yatağına oturdu ve telefonu kucağına bastı,adeta sarılır gibi... Aptal aşık dedikleri böyle bir şey miydi? Kesinlikle evet. Tek bir mesaj, imkansızım dediği adamdan, imkanların ötesinde bir mesaj. Biraz sonra tekrar telefonu açtı ve nasıl cevap vereceğini düşünmeye başladı. Parmakları klavyeyi bulurken, sözcükler birer birer döküldü ağzından. Cesurca!


Murat abi:

Ellerimi semaya açıpta,senin adını geçirmediğim tek bir duam yoktu ki,
şimdi bizim için dua etmeden amin diyeyim.

Gönder tuşuna basarak bir kaç saniye bekledi. Bir iki dakika sonra mesaj görüldü. Fidan heyecandan bayılacak gibiydi sanki,ne cevap verecekti acaba,ya da cevap verecek miydi? Ekranda görülen yazıyor... Yazısı telefonu yatağa ters bir vaziyette fırlatmasına sebep oldu. Sanırım bakamayacaktı. Bir kaç dakika içinde odada yankılanan bildirim sesi,onu kendine getirdi. Telefonu ucundan tutarak korka korka aldı ve ekranı açtı.

Murat abi:
Eee madem öyle Kara kız,söyle hangi vakit istemeye gelelim seni?"

Fidan artık kalbi dakika da kaç atıyor tahmin dahi edemiyordu. Avuç içi terlemiş,bir oturup bir kalkıyordu. Sanırım bu mesaja şu an cevap verecek cesareti yoktu.

BAŞHEKİM (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now