ALEV

759 378 87
                                    

''Zaman bende durdu. Büyük bir yük, kaldıramayacağım bir kuvvet, omuzlarıma çöken bir sevginin mabedi olarak kaldı bende.''

IŞIL

O mükemmel ötesi yılbaşı partisinden sonra gece saat 4'de yatağa girmek zorunda kalmıştım. Kafamızı pastanın içine gömmüşlerdi resmen. Evet, gecemiz, en azından Kağan ve benim gecem, o vakte kadar güzel gidiyordu. Tamam, eğlenceliydi ama ben saçımın içine giren pasta süslerini gece ne zorluklarla çıkarttım hiçbirinin haberi yok tabi. Belki Mete'nin üstüne kustuğu kadından sonra benim konuşmaya hakkım yok ama olsun.

Telefonumu alıp saate baktığımda saat 11'e geliyordu. Bu saate kadar yatmama şaşırmıyordum çünkü durum malumdu. Yattığım saat belliydi. Sağ tarafıma dönüp baktığımda Güneş'in olmadığını fark ettim. Muhtemelen kahvaltıya inmişti. Elimdeki telefonu alıp açtığımda gelen mesajı fark ettim. Kağan'dandı.

Gönderen: Kağan

-Işıl, Mete ve Güneş, kahvaltıya indi. Ben onlarla inmek istemedim. Uyanınca bana haber ver birlikte ineriz olur mu?

10: 48

Gönderilen: Kağan

-Olur, hazırlandığımda sana yazarım.

11: 03

Gönderen: Kağan

-Tamam(:

11: 03

Gönderilen: Kağan

-(:

11: 03

Kağan'a gönderdiğim mesaj ile hızlıca yataktan kalktım ve kıyafetlerime doğru ilerledim. Elime beyaz boğazlı kazak ve kahverengi kadife bir pantolon aldım ve yatağın üzerine bıraktım. Hemen sonra banyoya doğru ilerledim ve tüm kişisel bakımımı hallettim.

Banyodan çıktığımda yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri hızlıca üzerime geçirdikten sonra çantama doğru ilerledim. Çantamı açıp içindeki gözünden, asla yanımdan ayırmadığım ama takmaya da kıyamadığım kar tanesi şeklindeki kolyemi çıkarttım. Benim için çok kıymetliydi. O felaketten elimde kalan son şeydi.

Kolyeyi özenle boynuma taktıktan sonra telefonumu elime alıp Kağan'a mesaj attım.

Gönderilen: Kağan

-Hazırım. Sende hazırsan inelim mi?

11: 24

Kağan, sanki telefon başında beni bekliyormuş gibi anında bana mesaj attı.

Gönderen: Kağan

-Tamam, sen bekle ben geliyorum.

11: 24

Kağan'ın mesajını okuduktan sonra onu beklemeye başladım. Sonra aklıma son bir kez daha kendime bakmak ve kıyafetlerimi kontrol etmek geldiği için banyoya doğru ilerledim. Hafif su lekeleri kalmış olan aynadan kendime baktım. Üzerime göz gezdirdim ve her şeyin birbirini tamamladığını gördüm. Tam o sırada kulaklarımı kapıya vurulma sesi doldurdu. Hızlıca banyodan çıkıp kapıya doğru ilerledim. Kalbim hızlanmıştı yine nedensizce. Hiç düşünmeden kapıyı açtım ve kafamı hafifçe karşımda duran Kağan'a doğru kaldırdım. Evet, ona bakmak için aramızdaki boy farkını kafamı kaldırarak kapatmaya çalışıyordum maalesef.

Kağan ile gözlerimiz birleştiğinde bana koyulaşmış gözleri ile baktı ve ''İnelim mi?'' diye sordu. ''İnelim. Bir dakika bekler misin beni?''

Kağan'a bunu söyledikten hemen sonra vereceği cevabı beklemeden içeriye girdim ve telefonumu aldım. Tekrardan kapıya doğru ilerlediğimde Kağan, anlamaz bir şekilde bana bakıyordu. Telefonumu yukarıya kaldırarak konuştum. ''Telefonumu aldım.'' Bunu söylediğimde yavaşça kafasını salladı. Kapının kolunu odanın dışına çıkarken kendime doğru çektim ve kapanmasını sağladım.

ÇIĞWhere stories live. Discover now