- Sevilmek -

473 68 6
                                    

Çıkış yaptığımızdan sonra tam bir hafta geçti. Bugün bir programa davetliyiz. Şimdi program için hazırlanıyoruz. İşte yine bildiğiniz gibi saç, makyaj, kostüm... Biz eskiden makyaj yapmazdık Fakat şirket artık her gün makyaj yapmamızı istiyor. Makyajı fazla abartmıyorlar ama yüzümüzde sivilceler olduğu için her gün azda olsa sivilceler kapanacak şekilde makyaj yapmamız gerekiyor. Biliyor musunuz şirketin kapısı hayranlarımızla doldu. Sürekli pencereden bakıp el sallıyorum. Sevilmek ne kadar güzel şey. İyi ki varsınız!

- Kızlar hazır mısınız?

Serra: Evet.

- Araba sizi bekliyor.

Çiçek: Tamam. Teşekkürler.

Şirketteki çalışanlar çok tatlılar. Hatta bütün çalışanların dış görünüşü çok iyi acaba şirket bilinçli olarak sadece iyi görünenleri mi çalıştırıyor? Bu arada menajerimizle henüz tanışamadık ama ne zaman ne yapacağımızı, hangi programa ne zaman katılacağımızı o belirliyor. Umarım menajerimiz Emir Abi gibidir. Emir Abi hakkında bildiğimiz tek şey adı ve soyadı ama ona rağmen bizi davranışları ile etkisi altında bıraktı. Gerçekten neden CEO olduğunu çok merak ediyorum. Davranışları bir CEO'dan fazlası olabilecek kadar iyiyken ve dış görünüşü bu şirkette harcanamayacak kadar güzelken neden bu şirket ve neden CEO? Belki de CEO olmak hayaliydi. Neyse biz karışmayalım ne de olsa bizi ilgilendirmez. Hazırlıklarımız tamamen bitince aşağı indik. Şirketin önü insanlarla dolmuştu. Arabanın kapısını binmemiz için açtılar. Aslında hayranlara takılmadan direk arabaya binmemizi söylediler ama biz binmedik. Bu kadar insan bizi kaç saattir bekliyorken hiç selam bile vermeden geçip gidemezdik. Biz dışarı çıkınca bağırtı oldu. Hemen konuşmaya başladık zaten peşimize korumaları taktılar. Doğruyu söylemek gerekirse koruma ile gezmek beni rahatsız ediyor ama bazen de gerekli olabiliyor.

Serra: Hepinize Merhaba!

Çiçek: Nasılsınız?

- İyiyiz! Siz nasılsınız? (Tam anlaşılmasa da duyulan buydu)

Çiçek: Teşekkür ederiz bizde sizi gördük çok mutlu olduk.

Serra: İyi ki varsınız iyi ki geldiniz. Gerçekten bizi çok mutlu ettiniz.

- Bluebird sizi seviyoruz!

Çiçek: Bizde sizi seviyoruz!

Serra: İyi ki varsınız. Bizim şimdi bir programa yetişmemiz gerekiyor.

- Lütfen gitmeyin! Çoğu hayranınız size hediye getirdi en azından onları alın. Birde fotoğraf çekinebilir miyiz? (Ses orta taraflardan geldi)

Serra: peki o zaman sırayla ama hızlıca istediğiniz olsun.

Orada olan herkesle ilgilenmeye çalıştık. Dediği gibi çoğu kişi hediye getirmişti verilen hediyeleri korumalara verdik şirkete döndüğümüzde evimize götüreceğiz. Neredeyse hepsi fotoğraf çekilmek istedi programa biraz geç kalacağız ama onlardan önemli değil. Bir hayranımız bana aldığı kolyeyi takmak istedi ama ben izin vermeme rağmen korumalardan biri onu engelledi. Bende korumayı uyardım ve hayranın kolyeyi takmasına izin verdim. Biliyorum korumaların görevi bu ama yine de bu kadarı fazla gibi... Gerçekten taktığı kolye çok zarif ve güzeldi ama bu kolyeden vardı sanki bende çünkü çok tanıdık geldi. Kafam o kadar dolu ki şu an adımı bile unutabilecek haldeyim. O yüzden kolye hakkında fazla düşünmedim zaten bende aynısı olsa da bunun yeri apayrı. Sevilmek ne güzel şey...

Çiçek: Gerçekten çok güzel bir kolye çok düşüncelisin. Çok teşekkür ederim.

Yüzünde maske ve başında şapka vardı. Yüzünü göremiyorum ama görmeyi çok isterdim. Cevap vermedi ama söylediklerimi duymuştu sanki, şapkasını çıkardı ve maskesini çıkartırken konuşmaya başladı.

BeKaZoRaWhere stories live. Discover now