20 - Misafir

23.1K 1.4K 164
                                    

"Cansu, masa on dokuzun boşlarını alır mısın?"

"Tabi Eylül Hanım."

Bahçedeki masalara bakarak kontrol ettim etrafı. Bir sorun olmadığını görünce tekrar içeri döndüm. Çalan telefonumu bekletmeden kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Güzelim hazırsan geliyoruz biz. Özgür'ü de aldık." dedi Ömer abim.

"Tamam abi, bekliyorum."

İçeriye geçerek montumu ve çantamı aldım. Çalışanlarla vedalaştıktan sonra yol kenarında beklemeye başlamıştım.

Abimin arabasını görür görmez gidip arkaya bindim. Kapıyı sert kapatmamla dudağımı dişleyerek sürücü koltuğundaki Ömer abime baktım.

"Kır bebeğim, hiç lazım değil." dedi sakince. Egemen abinin kucağındaki oğluma döndüm. Göğsüne yatmış uyukluyordu. Egemen abim ufak hareketlerle saçlarını okşuyordu.

Eve geldiğimizde içeri girmeme izin vermeyen Umut abimdi. Diğerlerinin girmesini bekleyerek bana döndü.

"Sana halen kızgınım." dediğinde kaşlarım havalandı. "Ama ne kadar kızgın da olsam, dediğim şeyin hoş olmadığının o kadar farkındayım."

"Senden bir özür beklemiyorum." diye araya girdim. "Bana kızgın olmakta haklısın ama benim tek istediğim beni dinlemenizdi abi. Neye çabalıyoruz diyerek benden vazgeçmeniz değildi."

Nefesini verip içeriyi gösterdi. "Üşütme daha fazla, geç hadi."

"Sen?"

"Biraz işim var. Gelirim bir iki saate."

Kafamı sallayıp eve yöneldim. Abim ben girene kadar bekledikten sonra arkasını dönerek gitmişti. Montumu çıkarıp içeri geçtiğimde abimler de aşağı iniyordu.

"Özgür'ü yatırdım abim. Hadi biz de dinlenelim artık." dedi Egemen abim. Koltuğa oturarak yanındaki boşluğa bir iki kere vurdu oturmam için. Gidip oturdum yanına.

"Yarın arkadaşlarımız gelecek." dedi Ömer abim de Utku abimin yanına oturarak. "Rahatsız olur musun güzelim?"

Kafamı hayır anlamında salladım. "Ben sizin için bir şeyler hazırlayayım o zaman. Kaçta geleceklerdi?"

"Daha neler, önlerine koyarız iki tane cips yeter onlara. Elin zibidileri için kardeşimizi mi yoracağız?" Utku abi sokranarak konuştuğunda Ömer abim de desteklemişti onu.

"Akşam gelecekler zaten, yemeklerini yiyerek gelsinler bir zahmet."

"Abi olmaz öyle şey çok ayıp olur."

"O davarlar ayıp mayıp bilmezler, rahat ol."

-

Ertesi gün cumartesi olduğu için erken kalkıp çıkmıştım, bugün kafe kalabalık oluyordu. Dün Umut abim gece eve çok geç gelmişti ve aklım ondaydı. Bir derdi olduğunun farkındaydım, bu işin peşini bırakmayacaktım. Sabah benimle tek konuştuğu Özgür'ü bırakmamı istemesiydi. Bugün evde olacağını, Özgür ile ilgilenmek istediğini söylemişti.

"Afiyet olsun, iyi günler." diyerek hesabı ödeyen müşteriyi de gönderdim. Gözlerim saate kaydı.

19.30

Sabahtan beri oturmadan çalışmıştık ve her yerim ağrıyordu. Aklıma abimlerin gelmesiyle ofladım. Arkadaşları gelecekti ve ben tamamen unutmuştum. Hızlıca mutfağa geçerek tatlı malzemelerini çıkarttım.

"Eylül, hayırdır kızım Cansu müşteriler azaldı demişti. Kalabalıklaştı mı yine?"

Şefimiz Mustafa amcaya gülümsedim. "Yok Mustafa amca. Bunları abimler için yapıyorum."

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin