47 - İtiraf

16.9K 1.3K 331
                                    

Medyaya bir sonraki bölümün spoisini bıraktım.....
Kaçıyorum

-

Sabah olduğunu yüzüme vuran ışıkla anladım. Gözlerimi açar açmaz Utku abimin yüzüyle karşılaştım. Bir kolunu bana sarmış, diğer koluyla da Özgür'ü tutuyordu. Gülümseyerek saçlarından öptüğümde arkamdaki sese döndüm.

"Bana yok mu?" dedi Ömer abim uykulu bir şekilde.

"Sen uyanmış mıydın?" derken yanağından öpmüştüm.

"Uyandım ama kalkmak istemedim. Hala da istemiyorum."

"Boşladığınız işler de öyle diyordu."

"Eylül, niye döndün güzelim arkanı?" dedi Utku abim. Kolunu belime sararak kendine çekti.

"Yapışma oğlum kıza, bırak." diyerek elini itmeye çalıştı Ömer abim ancak başarısız olmuştu. Utku abim anlamsız mırıltılar çıkararak uykusuna devam etti. Egemen abim yerinde kıpırdanmaya başlamıştı bile.

"Sabah sabah niye uyandınız ya?" diyerek arkasını döndü.

"Anne."

"Anneciğim." dedim hemen, oğluma bakarak. Kucağıma alıp bayık bakan gözlerinin üzerinden öptüm.

"Huzurumsunuz." dedi Ömer abim de. İkimizi de öptükten sonra hafifçe doğruldu.

"Yeter bu kadar uyku, herkes işinin başına."

Abimler homurdanırken ben çoktan ayağa kalkmıştım. Özgür'ü yere indirip banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkarken benim yanıma gelmişti. Kucağıma alarak odama çıktım.

Özgür için temiz kıyafetler çıkarıp hızlı bir banyo yaptırdım ona. Ben de hazırlanarak aşağı indim. Salonda kimse yoktu. Fırsattan istifade yatağı toplayarak telefonumu elime aldım. Bugün Ateş kafeye gelecekti ve açıkçası gergindim.

"Abi ben çıkıyorum, acelem var!" diye seslendim yukarıya doğru. Bir yandan Özgür'ün montunu giydiriyordum. Umut abimin sesini duydum.

"Dikkatli kullan arabayı Eylül!"

Ona onay dolu mırıltılar göndererek hızla evden çıktım. Özgür'ü Gizem'e bıraktıktan sonra kafeye gelmiştim. Ateş'in arabasının da burada olduğunu görünce istemsizce gerildim. Kafeye girer girmez oturduğu yerden başını kaldırıp bana baktı. Bekletmeden yanına gittim.

"Günaydın." dediğimde, ayağa kalkıp karşımda durdu. Dudağımdaki yaraya baktıktan sonra sıkıca sardı beni.

"Çok acıttı mı canını o şerefsiz?"

"Hayır." dedim ellerim sırtını bulurken. Bunu yapmam ona daha da güven vermiş gibi, iyice sardı bedenimi. Çok geçmeden ayrılınca yüzüme baktı.

"Niye söylemedin?"

"Kendimi çocuk gibi hissetmeye başlıyorum da ondan." diyerek masaya yerleştim. Tam karşıma oturup derin bir nefes aldı.

"Abimlerin yüzü gülerken yeni bir sorun çıkarmaktan çok sıkıldım. Her şey çok güzel ilerliyor, bozmak istemiyorum."

"Eylül, ya sana bir şey yapsaydı? Hiç mi düşünmedin bunu?"

"Sen nasıl öğrendin?" dediğimde alayla güldü. "Konumuz bu mu? Ben bir polisim farkındaysan."

Bir süre duraksadım. Ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü haklıydı.

"Sağ eliyle atmış tokadı." dediğinde şaşkınlıkla bakakaldım. Öfkeyle güldü. "Ben sana dokunacakken yirmi kere düşünüyorum, pezevenk gidip vurmuş!"

En BaştanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin